Kabenin Tarihi

Hz. İbrahim zamanında Mezopotamya ovasında yaşayan kavimler taş ve ağaçtan yaptıkları heykellere tapıyorlardı. Hz. İbrahim bu yapılan putlara tapmayı reddetmiş ve Allaha inanmıştı. Kavmine de Allah’a inanmalarını ve putlara tapmamalarını sürekli olarak anlatıyordu. Başta babası olmak üzere kavmi Hz. İbrahim’e inanmayıp inkâr etmeye devam ettiler.

Kur’an-ı Kerim de bu durum şöyle açıklanır:

“Hani İbrahim, babası Azer’e şöyle demişti: Sen putları(kendine) ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum.(enam suresi,74)”

Hz. İbrahim bir gün kavminin taptığı putları kırdı ve bunların bir işe yaramadığını göstermek istedi. Buna kızan babil halkı Hz. İbrahim’i yakalayıp nemrud’a teslim ettiler. Hz. İbrahim Nemrud’un elinden ve zulmünden Allah’ın verdiği mucize ile kurtuldu. Sonra ailesini yanına alarak Mekke ve civarına göç etti. Burada Allah’tan gelen vahiy üzerine yerleşti. Burada bir ev inşa etti. İşte bu ev, bugün Müslümanların kıblesi olan ve yeryüzünün ilk mabedi olan kutsal Kâbe’dir.

Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in Kâbe’yi inşa etmeleri bakara suresinde şöyle açıklanır.

“İbrahim, İsmail ile birlikte Beytullah’ın (Kâbe’nin) temellerini yükseltiyor.”(bakara suresi,127)

Ayeti kerimede İbrahim(a.s)ve oğlu İsmail(a.s) tarafından Kâbe’nin temellerinin yükseltilmesinin belirtilmesi, Kâbe’nin ilk olarak Hz. İbrahim tarafından inşa edilmediğini göstermektedir. Bu ayet ışığında, İslam’da temel görüş Kâbe’nin ilk olarak Hz. âdem tarafından yapıldığı, ancak geriye sadece temellerinin kaldığı, sonra Hz. Şit peygamber tarafından yeniden inşa edildiği ve Nuh tufanı esnasında kumlara gömüldüğü ve sonra Hz. İbrahim’in Allah’ın emri ile Kabe’nin olduğu yere gittiği ve Kabe’nin temellerini bularak bu temeller üzerine bugün, mevcut olan Kabe’yi inşa ettiği kabul edilmektedir.

Kâbe, Hz. İbrahim sonrasında yıkılmış ve harap olmuştur. Önce Curhum kabilesi, sonra ise Amelikler kabilesi tarafından yeniden inşa edilmiştir. Kâbe yönetimi, hicret’ten önce peygamberimizin atalarından Kusay B. Kilab’ın eline geçince yeniden sağlam bir şekilde inşa edilmiştir.

Hacer-ül Esved-i bugünkü durduğu yere peygamberimiz yerleştirmiştir. Kâbe, emeviler dönemine kadar bu şekilde kalmıştır. emeviler döneminde savaş çıkmış ve Kâbe’nin bir bölümü yıkılmıştır. Bunun üzerine ibn-i zübeyr Kâbe’yi tamamen yıkmış ve yeniden inşa etmiştir. Hacer-ül esved Kâbe içine alınmış hicr-i İsmail Kâbe’ye dâhil edilmiş ve karşı duvarda bir kapı daha açılarak Kâbe çift kapılı hale gelmiştir.

Miladi 691 yılında Emevi halifesi Abdulmelik b. Mervan, Kâbe’nin eski haline dönmesini sağlamıştır. Kabeyi Kureyş’in attığı temeller üzerine yeniden inşa ettirmiş, hacer-ül evsedi eski yerine koydurmuş, batıya bakan kapıyı kapattırmış, Kâbe tekrar tek kapılı olmuş, hicr-i İsmail dışarıda bırakılmış ve çatıya da bir yağmur oluğu yaptırmıştır.

Osmanlı padişahları döneminde de Kâbe için her türlü yardım ve onarım, inşa konularında her türlü destekler sağlanmıştır.

Suudi Hükümeti çeşitli zamanlarda Kâbe ve çevresinde yenileme ve büyütme çalışmaları yapmıştır. Kâbe’nin çevresindeki Hz. İbrahim makamı haricinde bütün yapılar daha kolay tavaf yapılabilmesi için kaldırılmıştır.

Kabede Tavaf Nasıl Yapılır

Tavaf: Hacer-ül esved köşesinden veya hizasından başlayarak tavaf niyetiyle Kâbe etrafında dönmektir. Her bir dönmeye şavt denir. Yedi şavt bir tavaf olur.

Öncelikle farz, vacip ve nafile tavaflardan hangisi yapılacak ise ona niyet edilir. Her tavafın yapılışı aynıdır. Farkları sadece farz, vacip ve sünnet olmasındadır. Bu bakımdan yapılmak istenen tavafın nevi belirtilir.

Tavafa niyetten sonra, ilk olarak hacer-ül esved’e gidilir. Eğer ki durum müsait ise eller hacer-ül esved üzerine konulur ve öpülür. Yaklaşıp öpmek, mümkün olmazsa el sürülür. Bu da mümkün olmazsa hacer-ül esved’e karşı durulup ellerin içi taşa doğru gelmek üzere eller kaldırılır ve tekbir, tahmid, salâvat getirilir. Daha sonra el içleri öpülerek yüze sürülür. Bu fiile istilam denir. Sevap açısından, istilam ile hacer-ül evsedi öpmek arasında bir fark yoktur.

İstilamda şu dua okunur:

“Bismillahi vallahü ekber,allahümme imanen bike ve tasdikan bi-kitabike ve vefaen bi-ahdike ve’t-tibaan li-sünneti nebiyyike sallallahü aleyhi ve sellem”

“Allah’ın adıyla…Allah en büyüktür. Allah’ım! Sana iman ederek kitabını tasdik, ahdine vefa ve peygamberinin sünnetine uyarak…”

Bundan sonra Kâbe sol tarafa alınır ve Kâbe etrafında dönmeye başlanır. Hacer-ül esved den başlayıp yine hacer-ül esved’e gelinen her bir dönüşe bir şavt denir. Bir tavaf yedi şavttan ibarettir. Tavafın ilk üç şavtında erkekler remel yaparlar.

Remel: Omuz açarak, çalımlı bir şekilde yürümeye denir. Kabe’nin kapı ve köşelerinde dualar edilir. Kabe’nin dört köşesi vardır. Bunlara rükun denir her bir köşeye uğrandığında, dualar okunur, selam, tekbir ve tehlil getirilir.

Hacer-ül esved’e her uğrama da öpülür veya el sürülür bunlarda mümkün değilse istilam yapılır. Kâbe etrafında yedi şavt tamamlanınca, hacer-ül esved istilam edilir ve tavaf tamamlanmış olur.

Bundan sonra, Makam-ı İbrahim’e gidilir. Yer olmazsa mescid-i haram’a gidilir. Mescid-i haramın uygun bir yerinde iki rekât tavaf namazı kılınır. Bu namaz vaciptir. Namazın ilk rekâtında Fatiha suresi ile kafirün suresi, ikinci rekâtta Fatiha suresi ile ihlâs suresi okunur. Bu namaz kerahet vakitlerinin dışında kılınır. Bu sebepten ikindiden sonra tavaf yapan bir kişi akşam namazını bekler. Akşam namazını kıldıktan sonra, tavaf namazını kılar.

Tavaf namazını kıldıktan sonra Kâbe-i muazzama ya ayakta bir vaziyette yönelerek ihlâs ve samimi bir şekilde dualar edilir. Sonra zemzem kuyularına giderek zemzem suyu içilir.

Böylece tavaf tamamlanmış olur.

Kabe’de Tavaf Kaç Turdur

Tavaf: Bir şeyin etrafında dönmek ve dolanmak demektir. Kâbe-i muazzama yedi kez dolaşılır. Tavaf edene taif, tavafa mahsus mahalle de metaf denir.

Tavaf, hac ve umre yapanlar için önemli bir ibadettir. Allah Teâlâ’ya heyecan ile muhabbet ve tazimin bir nişanesidir. Mekke’nin dışından gelenler için tavaf nafile namaz kılmaktan, daha faziletlidir.

Hacer-ül evsedin bulunduğu köşeden Kâbe sola alınarak ve kapısına doğru, sağa gidilmek suretiyle Kâbe’nin etrafında dönülür. Böylece her tur hacer-ül evsedin bulunduğu köşeden başlar ve yine orada son bulur. Bu devirlerin her birine şavt denir. Tavafın tamamlanabilmesi için yedi şavt yapılmalıdır.

Tavafa başlarken ve tavaf esnasında hacer-ül esved’in önüne her gelmede ona istikbal edilir. Namaza durur gibi tekbir ve tehlil ile eller hacer-ül esvede sürülüp öpülür. Şayet bu mümkün olmazsa karşıdan el sürme işareti yapılır. Buna istilam denir bu hareket, kulun Allah’a yapacağı ve taat hususunda o’nunla ahitleşmesi manasına gelir.

Kâbe tavaf edilirken ilk üç tur remel(hızlı yürümek)halinde, dördüncü ve sonraki turlar normal yürüyerek yapılmalıdır. Zira Resulullah(s.a.v) Mekke’ye geldiğinde Kabe’yi ilk tavaf ettiği zaman, hacer-ül esved’den tekrar hacer-ül esvede varıncaya kadar ilk üç turda hızlıca ve diğer dört turda normal yürürdü.(ibn mace, sünen,menasik)

Hac için tavaf yapılırken sağ omuz ve kol açık tutulmalıdır. Buna ıztıba denir.

Iztıba: Omuzlara atılan ve ihram ismi verilen örtünün ortasını sağ koltuğun altından geçirip uçlarını sol omuzun üstüne atmak ve böylece sağ pazuyu açık tutmaktır.

Gökler yedi kattır. İnsandaki nefis de yedi tanedir. Her dönüşte bir merhale, bir menzil aşılarak yedi kat göklerin üstüne çıkmak, maddi âlemin üstüne yükselmek demektir. Ayrıca iç dünyamızda yedi basamaklı olan nefsin en aşağı basamağından en üst basamağına yükselmesidir. Yani hayvani hayattan kurtulup, ruhani hayata kavuşmak demektir. Kâbe’yi tavaf, Kâinat nizamından alınmış bir ibadettir.

Kuran-ı Kerim’de cenabı-ı hakk:”Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey o’nu tesbih eder. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz onları anlayamazsınız.” buyurmaktadır.(İsra-44 )

Tabiat ilimlerinde ki gelişmeler bu ayetin açıklamasına yardımcı olmuştur. Nitekim önceleri cansız ve hareketsiz olduğu sanılan varlıklar da dâhil olmak üzere bütün eşya atomlardan meydana gelmiştir. İşte atom çekirdeklerinin etrafındaki elektronlar, sürekli ve muntazam bir şekilde çekirdeğin etrafında dönmektedirler ki bu durum kuran-ı kerim tarafından Allah’ı tesbih olarak ifade edilmiştir.

Kabedeki Mucizeler

Yüce yaratıcı, dünya üzerinde bir şehrin özel olmasını istedi. Yeryüzündeki milyarlarca Müslüman’ın o şehirdeki kutsal alanlara yolculuk yapmasını ve oraya yönelerek secde etmesini istemiştir.

Yeryüzünde kendi yüceliğine ve kutsiyetine inanmayanları bu şehre girmekten men etmiştir. Mekke’de ki Kâbe Allah’ın evi, Mekke ise Allah’ın şehri ilan edildi. En sevdiği Peygamberi ve son ilahi kitabı bu şehirde insanlara armağan etmiştir. Sadece o şehirde ki Kâbe isimli bir mescide evimdir dedi. Milyarlarca Müslüman Kâbe etrafında aşk ile tavaf etmektedir.

Dünyanın Altın oran noktasının bu şehir olduğu belirlendi. Sabit olan kutup noktaları arasındaki mesafenin tam altın oran noktasını aldığımızda Mekke sınırları içine düştüğü tespit edilmiştir. O enlem de başka şehirlerin de olduğu doğrudur. Dünya küre olduğu için fiziksel bir başlangıcı yoktur. Fakat insanlar yer belirlemek için insansız alanlarda, büyük okyanusun ortasında ki sanal gün dönme çizgisini; dünyanın ve gps haritalarının köşeleri ilan etmişler ve bütün milletler bu çizgiyi siyasi açıdan, koordinat sistemleri ve saat dilimlerine bağlı tüm küresel değerlerin ortak sınırı olduğunun 18. y.y.da kararını almışlardır. İşte bu küresel değerler temel alınarak Mekke’nin, dünyanın gün dönüm sınırlarına olan mesafesini doğu, batı eksenli ölçersek altın orana tam olarak sahip olduğunu görüyoruz. Bu durum gösteriyor ki dünya da altın oran noktasına sahip olan tek şehir Mekke’dir. Acaba tesadüf mü?

Kâbe ilk inşa edildiğinde şimdi ki gibi küp şeklinde inşa edilmemişti. Kâbe ilk yapıldığında tam olarak bir altın oran dikdörtgeni şeklinde inşa edilmişti. Asırlardan beri İslam tarihi boyunca Kâbe’yi restore etmek için iyi niyetli olarak altın orana uyacak şekilde ilk temelleri gibi inşa etmişlerdir. Hatta Peygamberimizin (s.a.v) gençlik yıllarında malzeme yetmemiş ve Kâbe’yi küçük olarak inşa etmek zorunda kalmışlardı.

Bazıları da Peygamber efendimiz(s.a.v)’in zamanında böyle değildi diyerek, yeniden küp şeklinde yapmışlardır. Peygamberimiz(s.a.v) Kâbe’nin ölçüleri için şöyle buyurmuştur.

“Kâbe’nin en uzun kenarı 32 zira idi, en kısa kenarı da 20 ziradır”

Yani 32/20= 1,6 Altın oranı ifade eder. 1.618’in muhteşem bir ifadesi.

Kabe’de Tavaf Eden Melekler

Tavaf, bir şeyin etrafında dönmek, dolaşmaktır. Bir şeyin etrafında dönmek sonsuzluğu ifade eden bir olgudur. Varlığın ilahi korosuna insanın katılması, kulluğu kabul edilmiş insanın cennette göstereceği sevinme ve huzur halinin bir ifadesidir.

Tavaf, insan için melekleşme anlamına gelir.

Hz. Peygamber efendimiz(s.a.v) buyuruyor:

“ Bir kavme benzemek isteyen, onlardandır.”

Gökte, Beytü’l-Mamur tam Kâbe’nin hizasındadır. Melekler onu tavaf ederler. İnsanların Kâbe’yi tavafı, Meleklerin tavafı gibidir. Zamanla insanların çoğu melekler gibi, tavaf etmekten aciz kaldılar. İmkânları ölçüsünde onlara benzemekle sorumlu tutulmuşlardır.

“ Bilmiş o ki sen, Kâbe’yi tavaf ederken, Arş-ı Azamı kuşatıp etrafında dönen meleklere benzersin. Maksut olan, yalnız cisminin Kâbe etrafında dönmek olduğunu sanma. Asıl maksat Beyt’in Rabbi’ni hatırlamakla kalbin tavaf etmesidir.”

İhlâs ve samimi bir şekilde Kâbe’yi tavaf edenler, Arş-ı Azamı veya Beytü’l Mamuru tavaf etmiş gibidirler. Bu durum tavaf yapanların melekleşmesi ve meleklerin seviyesine yükselmesi anlamına gelmektedir.

Kâbe’yi tavaf etmek bir şekilde namazdır. Hz. Peygamber ( s.a.v) Kâbe’yi tavaf etmeyi en kıymetli amel olarak nitelemiştir.

“ Kâbe’yi çokça tavaf edin, zira kıyamet gününde sahifelerinizde bulacağınız amellerin en kıymetlisi ve en çok heves edilenlerindendir.”

Bilinmesi lazımdır ki makbul olan tavaf, kalbin huzuru ilahideki tavafıdır. Kâbe baş gözü ile görülmeyen o melekler âleminin bu mülk âleminde bir timsalidir. Nihayet beden, gayb âleminden olup göz ile görülmeyen kalbin, şu âlemde müşahede edilen bir örneğidir. Aslında görülüp müşahede edilen bu âlem, Allah Teâlâ’nın kapısını açtığı kişiler için, müşahede edilmeyen âlem-i melekûtun bir yoludur.

Kâbe, ilk olarak melekler tarafından kurulmuştur. Her unsuruyla aslında tavaf halinde olan kâinat, insanlara özel tavaf noktası olarak, madde ve mekân olarak meydana geldi.

Tavafla ilgili çok rivayet vardır.

“Şu Beyt’e her gün yüz yirmi rahmet iner; Altmışı tavaf edenlere, kırkı namaz kılanlara, yirmisi de Beyt’e bakanlara bölünür.”

“Bu Beyt’i yedi kere başıkabak, yalın ayak tavaf eden, bir köle azad etmiş gibidir. Yağmur altında yedi kere tavaf edenin geçmiş günahları mağfiret olunur.”

“Yedi tavaf bir umre’ye, üç umre’de bir hacca muadildir.”

Rüyada Kabeyi Tavaf Etmek Ne Anlama Gelir

Tavaf ettiğini gören bir kişi; isyankâr biri ise, tövbe ederek cehennem azabından kurtulur. Bekâr ise evlenir. Tüccar ise işini büyütür. Fakir ise hali vakti düzelir. Zengin ise, mali durumu ve parası daha artar.

Rüyasında hacca gidip Kâbe’yi tavaf ettiğini görmek, rüya sahibi için dinde doğruluğa ve şeriat üzere yürümeğe, Allah(c.c)tarafından büyük sevaba kavuşacağına bir şeyden korkusu varsa kurtulacağına, borçlu ise borcunu ödeyeceğine, fakir ise rızkının bollaşacağına delalet eder. kabeyi tavaf ederken adet ve usulünden noksan işler yaptığını görmek, dinini ihmal ettiğine, ibadetinde eksik taraflar bulunduğuna, tavaf edenlerin tavafı tamamlamadan oradan ayrıldıklarını görmek, dini inancında kayıtsız kaldığına, kendi tavafını bitirmeden mescidi haramdan çıktığını görmek, dini ve manevi bir kusur işleyeceğine işarettir.

Halkı tavafa davet etiğini veya tavaf sırasında onlara başkanlık ettiğini(rehberlik yaptığını) görmek, islamda önemli bir hizmette bulunacağına, halkı tavaf etmekten alıkoymak veya tavaf usulünü bozduğunu görmek, Müslümanları doğru yoldan çevirdiğine ve onları yanılttığını, bunun aksi ise Müslümanlıkta inancın ahlakın kuvvetleneceğine delalet eder. Bir hastanın Kâbe’yi tavaf ettiğini görmesi, onun iyileşeceğine delalettir. Bir kadının tavaf ettiğini görmesi, bekâr ise iyi bir adam ile evleneceğine, hamile ise hayırlı bir evlat sahibi olacağına işarettir.

Bir başka rivayete göre ise, rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini gören kişi günahkârsa, cehennem ateşinden kurtulur. Bekâr’sa evlenir. Yüksek bir göreve ehilse, ona erişir. Bazen de bu rüya, bir isteğini yerine getirmeye işarettir. Rüyada hac farizasını yaptığını ve Kâbe’yi tavaf etiğini gören kimsenin emin, temkinli, takva ve iyi birisi olduğundan dinine bağlı gidişatındaki doğruluğuna, Allah tarafından nail olacağı sevaba, korktuğu şeyden emin olmasına, borcunu ödemesine ve emanetleri Müslümanlara teslim etmesine işarettir. Bazen Kâbe’yi tavaf, adakların yerine getirilmesine işarettir. Bazen de Kâbe’yi tavaf Müslümanların önderinin emirlerine uymaya işarettir.

Bazı tabircilere göre: rüyanın sahibi Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, bir adağın yerine getirilmesine veya bir yemin için kefaret vermeye, tabir edilip, yorumlanır. Kâbe’yi tavaf ederken adet ve usulünden eksik ettiğini görmek dinin emrinde gevşeklik göstermeye, ibadette eksikliğe delalettir.                                                                                             Kâbe’nin tavaf edildiğini görmek; halkın din, itikat, sünnete ve şeriata uyma konusunda sebat ile yükseleceğine işarettir. Tavaf edenlerin tamamı tavaf etmeyerek haremden çıktıklarını görmek; İtikat, din ve İslam ahlakına halkın, önem vermeyip Hıristiyanlar gibi yaşadıklarına, kendi tavafını ikmal etmeden mescidi haramdan çıktığını görmek dini ve manevi bir kusur işleyeceğine tabir edilip, yorumlanır.

Neden Kabenin Etrafında Yedi Defa Dönülür

Kâbe’nin etrafında tavaf, tevhid fikrini temsil etmektedir. Bu hareketin anlamı, birlikten ayrılmamak ve bu birliği korumaya çalışmaktır. Ferdi hayata ait manası da daha derin hakikatleri ihtiva etmektedir. Çünkü gökler yedi kattır. İnsanın nefsinde yedi tanedir. Her dönüşte bir merhale, bir menzil aşılarak yedi kat göklerin üzerine çıkmak. Maddi âlemin üstüne yükselmek demektir. Ayrıca iç dünyamızda yedi basamaklı olan nefsin en aşağı basamağından en üst basamağına yükselmesi demektir. Hayvani bir hayattan kurtulup, ruhani hayata kavuşmak demektir.

Kâbe’yi tavaf, kâinat nizamından alınmış bir ibadettir. Seyyareler güneş, elektronlar çekirdek, pervaneler kandil etrafında döner; böyle bir merkez etrafında dönmek ona aşkla bağlılık anlamına gelir.

“yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey o’nu tespih eder. O’nu övgü ile tespih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz onların farkında değilsiniz.”(isra,44)

Tabiat ilimlerindeki gelişme bu ayetin açıklamasına yardımcı olmuştur. Nitekim önceleri cansız ve hareket siz oldukları sanılan varlıklar da dâhil olmak üzere bütün eşya atomlardan meydana gelmiştir. İşte atom çekirdeklerinin etrafında elektronlar, sürekli ve muntazam bir dönüş yapmaktalar. Bu durum Kuran’ı kerim tarafından Allah’ı tesbih olarak ifade edilmiştir.

İslam’ın sembolü olan Kâbe etrafında dönmek, dine gönül vermek, onun etrafında pervane kesilmek ve Allah’a bütün kalbiyle bağlanmaktır.

Tavaf, bir şeyin etrafında dönmek ve dolanmak demektir. Evrende maddenin en küçük yapısı olan atomdan, en büyük galaksilere varıncaya kadar her şey tavaf halindedir. Atomda elektronlar bir kalp mesabesindeki çekirdek etrafında baş döndürücü bir hızla dönerken, galakside milyarlarca yıldız sistemleri galaksinin etrafında baş döndürücü bir hızla dönmektedir. Sanki hepsi kendini var eden ve yaratan yaratıcıya ibadet etmektedir. Kuran’da ifade edildiği gibi bir yörüngede seyrederler.

Kâbe’nin etrafında mümin olmanın zevki yaşanır. Allaha yakın olmanın tattırdığı bu zevki bir başka yerde bu kadar canlı ve bu kadar coşkulu bir şekilde yaşamak çok zordur. Bu kutsal mekânda tanık olunan yakınlaşma duygusu, hacıya kendi evinde olduğu hissini verir. Burada hacı kendini sılaya kavuşmuş gibi hisseder. Çünkü Kâbe’nin yüzü kendisine tanıdı k gelir. Sıcaklığı öyle kuşatır ki, başka hiçbir yerde bu şekilde ilgi göremez.

Kabenin Etrafında Neden Döneriz

Kâbe etrafında tavaf etmek: Tevhid fikrini temsil etmektedir. Bu hareketin içtimai hayata ait olan manası, birlikten ayrılmamak ve bu birliği korumaya çalışmaktır.

Ferdi hayata ait manası ise, daha derin hakikatleri ihtiva etmektedir. Çünkü gökler yedi kattır. İnsandaki nefis de yedi tanedir. Her dönüşte bir merhale, bir menzil aşarak yedi kat göklerin üzerine çıkmak, maddi âlemin üstüne yükselmek demektir. Ayrıca iç dünyamızda yedi basamaklı olan nefsin en aşağı basamağından en üst basamağına yükselmektir. Yani hayvani hayattan çıkıp, ruhani hayata kavuşmak demektir. kabe’yi tavaf, kâinat nizamından alınmış bir ibadettir. Seyyareler güneş, elektronlar çekirdek, pervaneler kandil etrafında döner. Böyle bir merkez etrafında dönmek ona aşkla bağlılık anlamına gelir.

Tavaf, sözlükte bir şeyin etrafında dönmek ve dolanmak demektir. Evrende maddenin en küçük parçası olan atomdan, en büyük galaksilere kadar her şey tavaf halindedir. Atomda elektronlar bir kalp konumundaki çekirdek etrafında baş döndürücü bir hızla dönerken, galaksilerde milyarlarca yıldız sistemleriyle galaksinin merkezi etrafında akıl almaz bir hızla dönmektedir. Sanki hepsi kendilerini var eden ve yaratan yaratıcıya ibadet etmektedir. Kuran’da ifade edildiği gibi bir yörüngede seyretmektedir.

Kâbe etrafında dönerek gerçekleştirilen tavaf, kâinatın ve yaratılışın özeti, teslimiyetin ve ilahi takdire boyun eğmenin sembolü sayılır.

Kâbe’nin etrafında mümin olmanın zevki yaşanır. Allah’a yakın olmanın tattırdığı bu zevki bir başka yerde bu kadar canlı ve bu kadar coşkulu bir şekilde yaşamak çok zordur. Bu kutsal mekân da tanık olunan yakınlaşma duygusu, hacıya kendi evinde yaşıyor hissi verir. Burada kendini sılaya kavuşmuş gibi bulur. Çünkü Kâbe’nin yüzü kendine tanıdık, kokusu ise bildik gelir. Başka hiçbir sevgi bu kadar çekici olamaz.

Birinin etrafında dönmek, ona yürekten bağlılığı ve onun için her şeyini feda edebileceğini gösteren bir tavırdır. Bu yüzden Kâbe etrafında dönmek, yüce yaratıcıya yönelmenin ve yalnızca onun huzurunda eğilmenin ve ondan başkasına ibadet etmemenin fiili bir göstergesidir.

Tavafa Kâbe sola alınarak başlanır. Bununda simgesel bir anlamı vardır. İlahi olan insan kalbi Allah’ın eviyle karşı karşıya gelir tavaf esnasında. Allah insanın kalıbına, şekline, malına ve mülküne bakmaz, kalbine bakar. Bu yüzden Kâbe ile kalp arsında bir bağ vardır. Kişinin kalbi Kâbe’den yana taraf olur. Bu aynı zamanda tavafın ne kadar kalpten ve gönülden yapılması gerektiğine bir işaret verir.

Rüyada Kabe’yi Tavaf Etmek Ne Demek

RÜYADA TAVAF ETMEK: Rüyada tavaf etmek hayra, iyiye, güzele ve doğruya işaret edilir. Allah’ın rüya sahibi için her daim hakkında hayırlısını vereceğine, dualarını, tövbelerini ve dileklerini kabul edeceğine, onu dünyanın nimetleri ve zenginliği ile mükâfatlandıracağına alamet edilir. Bu rüya, ölecek ve kendisinden tamamıyla ümit kesilmiş yatalak bir hastanın iyileşmesine ve ayaklanmasına, çocuk sahibi olmayan kişinin çocuğa kavuşmasına ve mucize gibi gelişmelerin meydana gelmesine ve buna benzer birden çok hayırlı, kısmetli ve bereketli duaların kabul olacağına işarettir.

RÜYADA KABEYİ TAVAF ETMEK: Bir kişi Kâbe’yi tavaf ettiğini görürse o kişi Allah’ın her türlü lütfü ile karşılaşır ve ona el açıp ettiği tüm duaların da kabul olduğunu görür diye ifade edilir. Ağız tadına, keyfe, bolluğa, berekete ve zenginliğe kavuşmaya, işleri yoluna koymaya ve kıskanılır bir hayatın olacağına işaret edilir. Rüya sahibi almış olduğu hayır ve dualar sayesinde tüm hayatı boyunca mutlu olacak tüm dilekleri Allah katında kabul görecek ve birden çok hayırlı haberlere erecektir.

RÜYADA TAVAF EDENLERİ GÖRMEK: İki şekilde tabir edilir. Rüya sahibi kişilerin tavafı tamamlamayı başardıklarını görürse bu hayır olarak yorumlanır ve dini anlamda güçlenmeye, güzelleşmeye ve olgunlaşmaya işaret eder. Eğer rüya sahibi tavaf eden kişilerin tavafını tamamlamayı başaramadığını görürse o halde bu da kişinin sünneti terk edeceğine yorumlanır.

RÜYADA ADAK GÖRMEK: Rüya sahibinin iyi niyetler ve iyi dilekler taşıdığına fakat karşısına her zaman kendisi gibi iyi kalpli kimselerin çıkmayacağına delalet eder. Rüyada adak görmek kötü bir rüya değildir, fakat rüya sahibinin her zaman şansının yaver gitmeyeceğini, bazen kaderin cilveleri ile karşılaşacağını ve hayal kırıklığı yaşayacağına tabir edilir. Rüyayı gören kişinin en büyük çıkmazının yanlış kişilere umut bağlamasıdır ve bu kişiler kendisini hep yarı yolda bırakacaklardır diye tabir edilir.

RÜYADA BEYTULLAHI GÖRMEK: Günahların affına vesile olacak bir hayrın işlendiğine yorumlanır. Her türlü korku ve endişeden kurtuluşa ereceğine, rüyayı gören kimsenin anne ve babasından miras kalacağına ve dini ilimleri tahsil edeceğine yorumlanır.

Rüyada Kabe’yi Tavaf Etmek Ne Anlama Gelir

Rüyada Kâbe’yi usulüne uygun olarak görmek, yoksulluktan sıkıntıdan ve cehennem azabından kurtulmaya, hürriyetine kavuşmaya, mal ve servet artışına, makam sahibi olmaya, Müslüman önderlerin emirlerine uymaya veya tövbe etmeye işarettir.

Rüyada hacca gidip Kâbe’yi tavaf ettiğini görmek, dinde istikamet üzere olmaya, sevap işlemeye, korkularından kurtulmaya, borcunu ödemeye, herkesin hakkına saygı göstermeye veya devlet başkanına bağlı bir göreve getirilmeye işarettir.

Rüyada Kâbe’yi tavaf etiğini görmek, adak ve yemin kefaretine de işaret eder.

Rüyada Kâbe’yi usulüne uygun olarak tavaf etmediğini görmek, ibadetleri yerine getirmekte tembel davranmaya işarettir.

Rüyada insanların Kâbe’yi tavaf ettiklerini görmek, halkın dindar ve doğru yol üzerinde olmasına işarettir.

Başladığı tavafı bitiremediğini görmek, dini emir ve yasaklara ilgisiz kalmaya ve günah işlemeye işarettir.

Rüyada halkı tavafa davet ettiğini veya tavaf eden Müslümanlara başkanlık ettiğini görmek, İslam dinine büyük bir hizmette bulunmaya işarettir.

Rüyada halkın tavafına engel olduğunu veya usulünce tavaf edilmesini engellediğini görmek, bidat çıkarmaya (dinin aslında olmayan şeyleri yapmaya) işarettir.

Rüyada devlet başkanı veya üst düzey yöneticilerin halkı tavafa teşvik ettiklerini görmek, devletin dine hizmet etmesine ve Müslümanların zaferine işarettir.

Tavaf sırasında Kâbe çevresinde yürüdüğünü görmek, çoluk çocuğun rızkı için çalışmaya da işaret eder.

Hamile bir kadın rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, hayırlı bir evlat sahibi olur.

Yaşlı bir kimse Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, hayırlı bir akıbeti olur.

Hasta bir kimse rüyada Kâbe’yi tavaf etiğini görse, sağlığına kavuşur.

Bekâr bir kimse rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, evlenir.

Kâbe’yi tavaf etme rüyası; herkes için hayır ve saadet habercisidir.

Rüyada tavaf etmek; hayıra, iyiye, güzele ve doğruya işaret edilir. Allah’ın rüya sahibi için her daim hakkında hayırlısının vereceğine, dualarını, tövbelerini ve dileklerini kabul edeceğini, onu dünyanın nimetleri ve zenginliği ile mükâfatlandıracağına alamet edilir. Bu rüya, ölecek ve kendisinden tamamen ümit kesilmiş yatalak bir hastanın iyileşmesine ve ayaklanmasına, çocuk sahibi olmayan kişinin çocuğa kavuşmasına ve mucize gibi gelişmelerin meydana gelmesine ve buna benzer birden çok hayırlı kısmetli bereketli duaların kabul olacağına işarettir.