Arafat Nedir

Mekke’nin doğusunda, haccın en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı yerdir. Kelime olarak, bilme, tanıma, anlama ve güzel koku anlamına gelmektedir.

Buraya Arafat adının verilme nedeni olarak kesin bir bilgi olmamasına rağmen, bazı görüşler ileri sürülmektedir. Hz. Âdem ile Hz. Havva yeryüzüne indikten sonra burada buluşup, tanıştıkları ya da Cebrail’in Hz. İbrahim’e Haccın nasıl ve de nerelerde yapılacağını öğretmesi esnasında ona Aref’te diye sorması ve Hz. İbrahim’inde Areftü demesinden sonra, bu yere Arafat veya Arefe denildiği kaynaklarda açıklanmaktadır. Bir diğer görüş ise, yeryüzündeki Müslümanların burada tanışıp, görüşmeleri ve günahlarından af dilemeleri, af dileyenlerin affedilmesinden sonra temizlenip Allah katında güzel bir kokuya sahip olmaları nedeni ile bu adın verildiği de ileri sürülmektedir.

Mekke’nin 21 kilometre doğusunda yer almaktadır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Arafat’ın tamamı vakfe yeridir. Buyurmuştur. Arafat sahasının tamamı Hill bölgesindedir. Yani harem sınırları yer almaktadır. Ancak harem sınırının bittiği yerde, sınır başlamaz arada Ürene vadisi yer alır.

Arafat vadisinin her yerinde vakfe yapılması mümkün olduğu halde hacılar, Peygamber Efendimiz (s.a.v) vakfeyi Cebel-i Rahme’de bulunan Nabit tepesi üzerinde yaptığı için aynı yer ve etrafında bulunmayı tercih ederler. Bu sebepten dolayı bu bölgede hacıların daha fazla rağbet göstermelerinden dolayı izdiham olmaktadır ve hacılara hizmet amacı ile sosyal tesisler bu çevrede yoğunluk kazanmıştır.

Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Hac Arafat’tır” sözü, İslam’ın beş şartından bir tanesi olan hac ibadetinin yerine getirilmesinde Arafat’ın ne kadar önemli bir yer tuttuğunu göstermek açısından çok önemlidir. Bu hadis bütün mezheplerde ittifakla kabul görmüştür. Haccın rükünlerinden sayılmış, Hanefi mezhebinde ise asıl rükün sayılmış ve diğer rükünlerden farklı olduğunun önemine işaret edilmiştir. Bütün mezhepler vakfe süresi içinde bir an bile bulunmayan kişilerin, haccının geçersiz olduğu konusunda görüş birliği vardır.

Vakfe zamanı, arefe günü başlar, ertesi gün şafak vaktine kadar sürer. Zilhiccenin 9. günü hareket etmek ve geceyi orada geçirmek teamül haline gelmiştir. Güneş batana kadar Arafat’ta kalmak vaciptir. Güneş battıktan sonra ise Müzdelife’ye hareket edilir.

Arafat Dağı’nın Önemi

Arafat; Mekke ile Taif arasında bulunan bir bölgenin ve burada bulunan küçük bir dağın adıdır. Dağa rahmet dağı manasında olan, “Cebel-i Rahme” de denilir.

Hacc farzlarından olan vakfeye durma ibadeti, Arafat bölgesi sınırları içinde yapılır ve bu yer büyük bir önem taşımaktadır. Hacılar Kurban Bayramı’ndan bir gün önce, yani Arefe günü bu bölgede çok kısa bir süre dahi kalsalar haccın üç farzından biri olan vakfe’yi yerine getirmiş olurlar.

Arafat dağı bölgesi, Allah’ın duaları kabul ettiği kutsal bir mekandır. Adem Aleyhisselam ve Havva Aleyhisselam burada buluşmuşlar, İbrahim Aleyhisselam, Meleklerin önderi Cebrail Aleyhisselam ile burada görüşmüş ve Muhammed Aleyhisselam, Eshab-ı Kiram’a burada hutbe okumuştur.

Arafat Dağı çevredeki dağlara göre küçücük bir yerdir.Kur’an-ı Kerim’in Bakara Suresi’nde Arafat’tan bahsedilerek ; “Arafattan boşanıp aktığınız zaman Meşar-i Haramın yanında Allah’ı zikredin.” buyurulur.

Yüzbinlerce hacı, ihramları içinde vakfe için o bölgeye toplanmış, ellerini Allah’a açarak dua etmeye başlarlar. Bir rivayete göre Muhammed Aleyhisselam; “Allah Arefe günü kullarından pek çok kimseyi ateşten azad eder” buyurmuştur.