Kabeyi Tavaf Ederken Okunan Lebbeyk

Hac veya umre amelini işlemek için, niyet eden her mümin, mikad yerlerinde, ya da onlardan önce ihrama girip, iki rekât namaz kıldıktan sonra niyet eder ve bu cümleleri yüksek sesle söyleyerek telbiye getirir.

Bu telbiye’yi huzurlu bir şekilde zikir vakarıyla okumalıdır. İhramda olduğu zaman, telbiye getirirken sesini yükseltmek sünnettir. İhramda değilken, sessiz okunması sünnettir. Kadınlar ise sessizce okurlar. Sessiz okumaları sünnettir. Yabancı erkeklerin yanında yüksek sesle okumaları mekruhtur.

Telbiye den sonra peygamber efendimize(sallallahu aleyhi ve sellem) salatu selam getirmelidir. Kişilerin sakinlikten hareket etme durumuna geçmeleri, yüksek yerlere çıkarken, yokuş aşağı inerken, arkadaşlarıyla buluştuğu anda, gece ve gündüz karşılanırken, üç kere telbiye getirmesi müekked sünnet olur. Telbiyeden sonra istenilen dua okunabilir.

İslamiyet öncesi cahiliye devirlerinde de hac ve umre yapılırdı. Hac ve umreye niyet edip gelirler ve Mekke’de telbiye getirirlerdi. Müşrikler Allaha inanıyor ama şirk karıştırıyor, Allah’ı inkâr etmiyor ama Allah’a olan inançlarında sapıklıklar vardı.

“Onların çoğu Allaha iman etmezler de ancak şirk katıp dururlar.”ayet-i kerimesi müşriklerin bu şirke bulaşmış inancını beyan eder.

Müşrikler: ”Lebbeyk allahumme lebbeyk” buyur! Allah’ım buyur, emrine amadeyim dedikten sonra, Allah’a ortak olarak ilan ettikleri sahte ilahlarını da anarlardı. Bunu da iyi niyet ile yaptıklarını söylerlerdi. Biz bunları bizi Allaha daha fazla yakınlaştırsın diye yapıyoruz derlerdi. Müşriklerin telbiyelerinde, iman ile küfür, tevhid ile şirk karışık bir durumdaydı.

Bu ibadet şekli, Allahın kabul buyurduğu bir durum değildir. İslam nuru her yeri aydınlatınca bu cahiliye, karanlığa gömülmüştür.

Enes  (r.a)’ dan. resulullah (s.a.v) telbiye olarak şöyle derdi:

Lebbeyk  allahumme lebbeyk!

Lebbeyk la şerike leke lebbeyk!

İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. La şerike lek.

Buyur Allah’ım buyur!

Buyur, senin asla ortağın yoktur, buyur.

Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet de senindir, bütün mülk de sana aittir.

Senin asla ortağın yoktur.

Emret ya rabbi, buyur ya rabbi… Sen çağırdın, bizde geliyoruz ya rabbi….Davetine sözümüz ve özümüzle geliyoruz. Buyur Allah’ım, ey ortak ve benzeri olmayan rabbimiz. Hamd senin, minnet senin,mülk senin.sen teksin,eşin ve benzerin yoktur. Hiç bir şey sana emsal olamaz ya rabbi.

LEBBEYK ALLAHUMME LEBBEYK! LEBBEYKE LA ŞERİKE LEKE LEBBEYK!

İNNE’L-HAMDE VE’N-Nİ’METE LEKE VE’L-MÜLK LA ŞERİKE LEK

Hacda Şeytan Taşlamak Farz Mıdır?

Şeytan taşlama(remy-i cimar): Hac edenlerin bayram günleri Mina’da küçük, orta cemre ve akabe cemresi adı verilen yerlere ufacık taş atması demektir.

Halk dilinde küçük şeytan, orta şeytan ve büyük şeytan da denilen bu taş kümelerine taş atmak haccın vaciplerindendir. Mina, Müzdelife ile Mekke arasında, harem sınırları içinde bir bölgedir. Mina’da gecelemek, Hanefi mezhebine göre sünnettir. Diğer üç mezheplerde ise mazereti olmayanların bu gecelerden her birinde, yarıdan fazlasında Mina’da bulunmaları vaciptir. Aksi durumunda ceza gereklidir.

Taşlar cemrelere el ile fırlatarak atılmalıdır. Ayakla yâ da herhangi bir vasıta ile atılması Sahih değildir. El ile konulması da sahih olmaz.

Taşların her birini ayrı ayrı atmak gerekir. Hepsi birden atıldığında tek taş atmış sayılır.

Atılan maddenin, taş atma ya da taşlama anlamını gerçekleştirecek bir şey olması lazımdır. Bu bakımdan Hanefiler dışında kalan üç mezhebe göre atılan şey mutlaka taş olmalıdır. Hanefilere göre ise, atılan şey taş veya kurumuş çamur gibi üzerinde teyemmüm edilen bir madde olmalıdır.

Taş atıldığı yere atanın hareketi sonrası ulaşmalı, bir yere çarpıp düşerse sahih olmaz.Yeniden atmak gerekir. Taşlar cemre kümesi içine yani, taş havuzunun içine yâ da yakınına düşmelidir. Gücü yetenler kendi atmalıdır. Gücü yeterli olmayanlar, vekil tayin edebilir. Taşları belli vakitler içinde atmak gereklidir.

Taş atma zamanı da mezheplere göre farklıdır. Hanefi ve Malikilere göre, bayramın birinci günü fecr-i sadıktan, Şafii ve Hanbelîlere göre ise, gece yarısından bayramın dördüncü günü güneş batıncaya kadar olan süredir.

Bayramın birinci günü, sadece akabe cemresine yedi taş atılır, diğer iki cemreye taş atılmaz. Bayramın ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri ise, her üç cemreye, küçük cemreden başlayarak yedişer adet taş atılır. Bir günde. 21 tane, toplamda üç günde 63 tane taş atılır.

Bayramın dördüncü günü taş atmayacak olanların, Hanefilere göre dördüncü günü fecr-i sadıktan önce, öbür üç mezhepte ise üçüncü gün güneş batmadan önce Mina’dan ayrılmaları gerekir. Mina’nın Mekke tarafında ki sınırı, akabe cemresidir. Akabe cemresinden Mekke tarafına az bir şey yürünse dahi Mina’dan ayrılmış sayılır.

Taş atma günlerinde her günün taşını aynı gün atmak, vacip olduğundan dolayı vaktinde atılmayan taşlar için kaza edilmesi de vacip olur.

Hacda Say Yapmak Farz Mıdır?

Sa’y: Hac veya umre için yapılan bir tavaftan sonra, Mescid-i Haram’ın doğu tarafında bulunan Safa ile Merve tepeleri arasında Safa’dan başlayarak dört kere gidip üç kere gelmektir.

Resulullah(s.a.v) in sa’y’ı şöyle anlatılmaktadır: ”Resulullah(s.a.v) tavafı bitirip, Makam-ı İbrahim’in arkasında iki rekât namaz kıldı. Sonra hacer-i esvedi istilam etti. Peşinden de safa kapısından safa tepesine çıktı. Tepeye yaklaşınca:”Şüphesiz ki safa ile Merve Allah’ın şeairindendir” ayetini okudu. Ve Say’a Allah’ın başladığı (ayette) gibi(safa tepesinden) başlarız, diyerek Safa’dan başladı. Kâbe’yi görene kadar safa tepesinin üstüne çıktı. Sonra tekbir ve tehlil getirerek hamd etti ve peşinden: “Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk onundur. hamd da ona aittir. O,birdir ve ortağı yoktur. O,vaadini yerine getirdi. Kuluna zafer verdi ve yalnız başına düşman hiziplerini yenilgiye uğrattı.”dedi. Bu arada dua etti ve duasını üç defa tekrarladı. Sonra buradan inerek Merve’ye doğru yürüdü. İki tepenin arasındaki vadiye (çukur bölge) inince hızlı bir şekilde yürüdü(remel yaptı). Bu bölgeden çıkınca Merve’ye kadar normal yürüyüşüne devam etti. Merve tepesinin üzerine çıktığında, Safa’da yaptıklarını burada da tekrarladı ve sa’y’ını (yedinci şavtın sonunda) Merve’de tamamladı.

Allah Teâlâ Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır.”Şüphe yok ki Safa ile Merve Allah’ın şiarlarındandır. Her kim beyt’i hacceder yahut umre yaparsa bunların arasında sa’y etmesinde bir beis yoktur.”(el-bakara,2-158)

Safa ile Merve arasında sa’y etmenin hükmü hakkında âlimler üç farklı görüş etrafında,toplanmışlardır. Şafii ve malikiler sa’yın haccın rükünlerinden biri olduğunu ve terk edenin haccının sahih olmadığını kabul etmişlerdir.

Aişe(r.a) şöyle demiştir.” Resulullah (s.a.v) Safa ile Merve arasında sa’y etmiştir. Müslümanlar da aynı şekilde sa’y ettiler. Böylece sa’y sünnet olmuştur.”Ömrüme yemin olsun ki: Allah Teala Safa ile Merve arasında sa’y etmeyenin haccını kabul etmez.”

Hanefiler, sa’yın haccın rükünlerinden olmayıp, vaciplerinden olduğuna hükmetmişlerdir.

Buna göre sa’yı bir özürden dolayı terk eden kimseye bir şey lazım gelmez. Özürsüz olarak terk eden kimsenin, üzerine haccın vaciplerini yerine getirmediği için kurban kesmek vacip olur.

Bu görüş sahipleri,”Safa ile Merve arasında sa’y yapmasında bir sakınca yoktur.”ayeti, onları tavaf edenler için bir günahın söz konusu olmadığını, ortaya koymaktadır. Ayetin ifade şekli, sa’yın rükün değil mubah olduğuna delalet etmektedir. Ancak, Resulullah(s.a.v)’ın “Onlar arasında sa’y yapması bunu bize vacip kılmıştır.”demektedirler.

İhram Terliği Nasıl Olmalı?

Terlik: Hac yolcuğu boyunca ayaklara ayakkabıdan daha fazla giyilecek bir giysidir.

Terlik ayakkabıdan daha fazla giyilir. Sebebi ise, hem havalar çok sıcak olur. Hem de mescitlere girerken ve çıkarken kolaylık sağlar.

Şöyle düşünelim; herhangi bir vakit namazından sonra otellere gitmek için binlerce kişi çıkışa doğru yöneldi. Sizde o kalabalık içinde yavaş yavaş ilerleyip kapıya vardınız. Arkanızda da binlerce insan var, sizden sonra çıkmayı bekliyor. O kalabalıkta terliğinizi yere atıp çıkmak mı kolay, yoksa ayakkabı ile olsanız daha mı kolay. Şayet ayakkabı olsa, sizde onu giymeye çalışsanız, yere düşebilirsiniz. Ve belki de bir izdihama sebep olursunuz. Ama terlikle her şey kolaylaşır, terlikle gayet çabuk ve seri bir şekilde hareket etme şansı vardır.

Mescitler için de aynı durumu düşünebiliriz. Öyle zamanlar oluyor ki, namaza geç kalınıyor, kapıda ayakkabı koymak için torbalar bulunuyor, ayakkabıyı çıkarayım, torbaya koyayım derken, zaman kaybediliyor. Ama terlik olunca kısa süre de işi halledip içeri girmek ve çıkmak çok kolaylaşıyor.

Bu konu hacılar için çok önemli. Terlikleri gitmeden Türkiye’den temin edin ve sorun yaşamayın. Suudi Arabistan’da ki terlikler pek iyi olmuyor. Zaten dışarıdan ithal ediyorlar. Çoğu da kullanışlı olmuyor. Ve seçeneklerde fazla olmuyor.

Terlik seçerken nelere dikkat etmeli:

Terlik hem normal günler hem de ihramlı iken giyilebilecek durumda olmalı. Bu şekilde iki tane terlik götürme söz konusu olmaz.

  • Dikişsiz, topuk kısmı açık, ayağınızın üst kısmındaki kemiği açık bırakacak şekilde bir terlik olmalı. Aksi durumda ihramlı iken giyemezsiniz. Terliklerin, mutlaka topuk kısmını açık olmasına özen göstermeli. Yoksa doğabilecek sorunlar insanın sağlığını zorlarsa, ibadet yakmak da zorlaşıyor.
  • Terlik tabanı, kaymaz ve suyu çabuk kurutan cinsten bir terlik olmalı.
  • Terlik mümkün olduğu kadar hafif olmalı. Çünkü ağır bir terlik ayaklara yürüdükçe yük olmaya başlar. Mescitlere girildiğinde, tavaf yaparken, Safa ile Merve arasında sa’y yaparken terliği omuzdaki veya sırttaki çantaya koymak gerekiyor ve sürekli olarak yanınızda taşıdığınızdan dolayı, ne kadar hafif olursa o kadar faydalı olur.
  • Terlikler rahat olmalı. Yürüyüşü kısıtlamamalı. Özellikle bayan hacılar topuklu terlikleri giyebiliyorlar. Hâlbuki hac tavafı sırasında ne kadar zorlanıyorlar. Bu tercihlerinin yanlış olduğunu yaşayarak anlıyorlar.
  • Terlikler sağlam olmalı. Hac yolculuğu esnasında insanlar biraz fazla yürüme ihtiyacı hissederler. Bundan dolayı terlikler ne kadar sağlam ve dayanıklı olursa o kadar faydalı olur.

Hacda Tavaf Nasıl Yapılır?

Hac: Dinen zengin kabul edilen veya bazı şartları yerine getirebilmeye gücü yeten her Müslüman’ın ömründe bir kere yapması Allah tarafından emredilen ve İslam’ın beş şartından biri olan farz ibadettir.

Her yıl zilhicce ayının 10’unda Arafat’ta başlayıp, Kabe’de veda tavafı ile sona erer.

Önce farz, vacip veya nafile tavaflardan hangisi yapılacaksa ona niyet edilir. Her tavafın yapılışı aynıdır. Bundan dolayı niyette, hangi tavaf yapılacaksa o tavaf belirtilir.

Tavafa niyetten sonra, doğruca hacer-i evsedin bulunduğu yere gidilir. Eğer ki durum müsait ise, hacer-i esved’e yaklaşıp, öpülür. Durum müsait değil ise el sürülür. El sürmek de mümkün değil ise hacer-i esved karşı durulur, el içleri hacer-i esved taşına bakacak şekilde eller kaldırılır, tekbir, tahmid ve salâvat getirilir. Daha sonra el içleri öpülerek yüzlere sürülür. Bu fiile istilam denir. Sevap açısından, istilam ile hacer-i esved’i öpmek arasında bir fark yoktur.

İstilamda şu dua okunur:

“Bismillahi vallahü ekber,allahümme imanen bike ve tasdiken bi-kitabike ve vefaen bi-ahdike ve’t-tibaan li sünneti nebiyyike sallallahü aleyhi ve sellem.”

“Allah’ın adıyla… Allah en büyüktür. Allah’ım! Sana iman ederek kitabını tasdik, ahdine vefa ve peygamberinin sünnetine uyarak…”

Bundan sonra Kâbe sol tarafa alınır ve Kâbe etrafında dönülmeye başlanır. Hacer-i esved den başlanır ve hacer-i esved de son bulur. Hacer-i esved den başlayıp tekrar hacer-i esvede gelmeye bir şavt denir. Bir tavaf ise yedi şavttan meydana gelir. Tavafın ilk üç şavtında erkekler sağ omuzlarını açar, silkeler gibi çalımlı bir şekilde yürürler. Omuzları açmaya ıztıba, çalımlı yürümeye ise remel denir. Iztıba ve remel yapmak sünnettir. Yalnız ziyaret ve kudüm tavaflarında yapılır. Diğer tavaflar da ise yapılmaz. Tavaf, hatim’in dışarısında yapılır. Kâbe’nin kapısında ve köşelerinin her birinde dualar edilir salatü selam, tekbir ve tehlil getirilir.

Kâbe’nin dört tane köşesi vardır. Bunlara rükün denir. Hacer-i esved’e her uğramada mümkün ise öpülür. Veya el sürülür. Mümkün değil ise istilam edilir. Kâbe’nin etrafında yedi kere dönüldükten sonra, hacer-i esved son defa istilam edilir ve tavaf sona erer.

Tavaf bittikten sonra, makam-ı İbrahim’e gidilir. Yer bulunmazsa mescid-i haramın uygun bir yerinde, iki rekât tavaf namazı kılınır. Bu namaz vaciptir. Namazın, birinci rekâtında Fatiha süresi ile Kafirün süresi, ikinci rekâtta ise Fatiha süresi ile İhlâs süreleri okunur.

Tavaf namazı kılındıktan sonra, kabe-i muazzama’ya yönelip ayakta ihlâs ve samimi duygularla dualar edilir. Sonra zemzem kuyularına gidip, su içilir.

“Allah’ım senden geniş rızık, faydalı ilim ve her türlü hastalıklardan da şifa dilerim”

Kabeyi Tavaf Ederken Okunan Dualar

Hacı adayları tavafa başlarken, Hacer-i Evsed’i soluna alır. Kâbe’ye yönelir ve niyet ederler şu duayı okurlar:

“Bismillahi vallahu ekber. Allahumme iymanen bike ve tasdiykan bikitabike ve itbaen bisünneti nebiyyike sallallahu aleyhi ve sellem.”

“Allahın adıyla ve Allah en büyüktür. Allahım! Sana iman ettim, kitabını tasdik ettim ahdine uydum ve resulün (s.a.v)’ in sünnetine tabi oldum.”

Hacer-i Esved istilam edilir. Eğer fırsat olursa yaklaşılır öpülür, fırsat bulunmazsa sağ el ile dokunmaya çalışılır, dokunma imkânı da bulamazsa, Hacer-i Evsed’in karşısında durarak eli ile bir kere istilam eder,”bismillahi vallahu ekber” der. Ve tavafa başlar.

Tavaf yedi şavttan ibarettir. İlk üç şavtta remel yapılır. Şavtların hepsinde ızdıba yapılır.

Remel: Adımları kısaltmak, omuzları silkmek, çalımlı bir şekilde yürümektir.

Izdıba: Omuza alınan örtüyü sağ koltuk altından geçirip, sol omuz üzerine atmak.

Yapılan bütün tavafların arkasından sa’y yapılır. Kâbe’nin kapısında şu dua okunur:

“Allahümme inne’l-beyte beyteke ve’l-harama haram eke ve’l-emne emnek ve haza makama’l-aiz bike.”

“Allah’ım! Sana ibadet için yönelinen şu Kâbe senin beytindir. Saygı gösterilmesini buyurduğun bu kutsal belde haremindir. Buradaki emniyet güven senin sağladığın emniyettir. Burası cehennem azabından sana sığınanların makamıdır.”

Rüknü ıraki’de şu dua okunur:

“Allahumme inni euzu bike mine’l-şekki ve’ş- şirki ve’ş-şikaki ve’nnifaki vesui’l-ahlaki ve süi’l-manzari fi’l mali ve’l-ehli ve’l-veledi.”

“Allah’ım! Senin varlığın hususunda şüpheye düşmekten, sana ortak koşmaktan, ayrılıktan, ikiyüzlülükten, kötü ahlaktan, fena bir görünüşe düşmekten sana sığınırım. Malıma aileme ve çocuklarıma kötü bir dönüşle dönmekten sana sığınırım.”

Rüknü şami ile rüknü yemani arasında şu dua okunur:

“Allahumme ic’alhu haccen mebrüra ve sa’yen meşkura ve amelen makbüla ve ticaraten len tebur ya aziz ya gafur.”

“Allah’ım! Haccımı makbul haclardan, senin yolundaki gayretlerimi şükre değer gayretlerden, günahlarımı affedilmiş günahlardan, işlerimi kabul gören iyi işlerden eyle. Sen büyüksün, mağfiret sahibisin.

Rüknü yemani ile hacer-i esved arasında şu dua okunur:

“Rabbena Atina fi’d-dünya haseneten ve fi’l ahirati hasane ve gına azabe’n-nar.”

“Ey rabbimiz! Bize dünyada iyilik, ahiret’te de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.”

Tavaf esnasında, dünya ve ahret hayrı için bildiğimiz duaları sık sık okumalıyız. Tavaf bittikten sonra Hacer-i Esvedi selamlarız. Ve Makam-ı İbrahim’de iki rekât namaz kılarız.

Hac Nasıl Yapılır Sırasıyla

Hac: İslam’ın şartlarından bir olup, Kâbe’yi ve civarındaki ibadet için işaret edilen, özel yerleri belirtilen, vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret edip, yapılması gerekli vazifeleri yerine getirerek eda edilen farz ibadetidir.

Helallikler alınır, borçlar ödenir, emanetler verilir, bolca kaza namazları kılınır. Evden çıkmadan, iki rekât namaz kılınır ve yola çıkılır. İhrama girmeden önce genel vücut temizliği yapılır. traş olunur. Tırnaklar kesilir. Gusül abdesti alınır. Gusül abdesti mümkün olmazsa, normal abdest alınır. İhrama hazırlık yapılır. Çünkü ihramlı iken bu temizlikleri yapmak mümkün değildir. Beden temizliği yapıldıktan sonra ihram sınırlarının (mikat mahalli) birinde ihram kıyafetleri giyilir. Erkekler, izar ve rida denilen iki parçadan oluşan kıyafetleri giyerler. Başlarını açarlar, ayakkabılarını çıkarırlar. Ayaklarına terlik giyebilirler. Kadınlar ise, normal ve sade elbiselerini ile ihramlı sayılırlar. Yüzlerini örtmezler.

Erkekler ve kadınlar, kerahet vakti dışında, iki rekât namaz kılar ve hac niyetlerini yaparlar. Peşinden telbiye getirirler bundan sonra ihram yasakları başlar.

Hac niyeti:”Allah’ım senin rızan için haccımı yapmak istiyorum. Haccımı bana kolaylaştır ve benden kabul buyur.”

Telbiye:”lebbeyk allahümme lebbeyk,lebbeyke la şerike leke lebbeyk,innelhamde venniğmete leke vel mülk la şerike lek.”

Tekrar tekrar icabet sana ya rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Senin ortağın yoktur. Her emrini ifaya hazırım. Hiç şüphe yok ki hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk senindir. Senin eşin ve benzerin yoktur.

Mekke’ye varınca gusledilir veya abdest alınır. Sonra harem-i şerife gidilerek Kâbe’nin etrafında kudüm tavafı yapılır. Ve ardından iki rekât namaz kılınır. Namazdan sonra Safa ile Merve arasında usulüne uygun şekilde sa’y yapılır. Hacı adayı bundan sonra ihramlı şekilde Mekke’de kalır. Burada kaldığı zaman içerisinde mümkün mertebe harem-i şerif’te namaz kılar ve gücü ölçüsünde bol şekilde tavaf eder.

Tevriye günü(arefeden bir gün önce)Arafat’a çıkılır. Güneş batana kadar Arafat’ta kalınır. Dua ve ibadetlerle vakitler değerlendirilir. Burada öğle ve ikindi namazları cemaatle birlikte kılınır. Öğlenden sonra vakfe yapılır. Güneşin batması beklenir. Güneş battıktan sonra akşam namazı kılınmadan müzdelife ye hareket edilir. Müzdelife de akşam ve yatsı namazları cemaatle birlikte kılınır. Gece müzdelife de geçirilir. Hacı adayları burada şeytan taşlamak için taş toplarlar.

Bayram sabahı, sabah namazı erkenden kılınır. Müzdelife vakfesi yapılır. Hava aydınlanınca mina’ya doğru hareket edilir.

Bayramın birinci günü akabe cemresine yedi adet taş atılır. Saçlar traş edilir ve ihramdan çıkılır.

Bayramın ikinci günü orta ve küçük akabe cemrelerine yedişer adet taş atılır. Aynı gün mina’dan Mekke’ye dönülür.

Veda tavafı yapılarak hac vazifesi tamamlanmış olur.

İhram Giyimi

İhram: İki parçalı bez olup, iple bağlanmaz, düğümlenmez ve kancalı iğne ile tutturulmaz.

Umre yapacak kimse, öncelikle ihram hazırlıklarını yapar. Direk olarak Mekke’ye gidecek olanlar, ihrama hava limanında girerler. Medine’ye gidecek olanlar ise ihram giymezler. Medine’de ki ziyaret yerleri gezildikten sonra, Mekke’ye gidileceği gün otelde ihrama girerler.

Mekke’ye mikat sınırları dışındaki yerlerden gelenler yol üzerinde bulunan mikat yerlerinde ihrama girerler.

Erkekler, önce dış elbiselerini çıkartıp, vücudun belinden alt kısmını örtecek olan, ihram elbisesini düşmeyecek bir şekilde bağlar. Sonra iç çamaşırlarını da çıkartıp vücudun üst kısmını örtecek olan ihram elbisesini omuzlarından aşağı doğru örterler. Ayaklarına ise terlik giyerler. İstenirse bellerine ihramı tutacak bir kemer bağlarlar. Bu şekil de vücutlarında iki parça ihram elbisesi dışında bir şey kalmaz. Başlar açık ve ayaklar çorapsız olur. Yüzük,saat,çanta ve benzeri şeylerin vücuda takılı ya da asılmış olmasında bir mahzur olmaz.

Kadınlar ise, herhangi bir model ve renk şartı olmadan, el ve yüzleri haricinde bedenlerinin tamamını, vücut hatlarını belli olmamak koşuluyla örten ve ziynet görüntüsü vermeyen elbise giyinirler. Başörtüleri ve ayak giysileri de her zaman nasıl giyiniyorlarsa o şekilde giyerler.

İhram elbisesini giydikten sonra iki rekât ihram namazı kılınır. İhram namazına şu şekilde niyet edilir:” Niyet ettim Allah rızası için ihram namazını kılmaya.” ihram namazı iki rekâttır. Sabah namazı sünneti gibidir. Birinci rekâtta: Fatiha süresi ile kafirün süresi, ikinci rekâtta Fatiha süresi ile ihlâs süresi okunur. Namazdan sonra ise “niyet ettim Ya Rabbi, senin rızan için umre yapmaya, Allah’ım umreyi bana kolay kıl ve kabul eyle.” şeklinde niyet edilir.

Niyet etikten sonra,”lebbeyk allahümme lebbeyk.lebbeyk la şerike leke lebbeyk.inne-l hamde ve’ni’mete leke ve’l-mülk. la şerike lek” denilerek telbiye getirilir.

Telbiye ile birlikte tekbir, tehlil ve salâvat getirilir. Uçaklarda ihrama girenler, ihram namazını koltuklarda oturarak kılabilirler.

Kadınlar üzerlerine gösterişli olmayan sade ve renksiz elbise ve ayakkabı ile ihrama girerler. Adet hali görenler ihram namazı kılmazlar. Sadece niyet eder  Telbiye duasını okur ve ihram elbisesini giyerler. Fakat adetli bile olsalar, temizlik için yıkanmaları tavsiye edilir. Peçe ve eldiven giymezler. Peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi ve selem)”ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven giyinmez.”diye buyurmuşlardır.

Mekke’de Tavaf Nasıl Yapılır?

Tavaf: Hacer-ül esved köşesinden veya hizasından başlayarak, tavaf niyetiyle Kâbe etrafında yedi defa dönmektir. Her bir dönüşe şavt denir. Yedi şavt bir tavaf demektir.

Hacer-ül esved hizasına gelmeden:”Allah’ım! Senin rızan için umre tavafı yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle.”diye niyet edilir. Hacer-ül esved hizasına doğru gidilirken tekbir, tehlil getirilmesi ve dualar edilmesi uygun olur.

Hacer-ül esved hizasına gelince, el içleri Kâbe’ye doğru olacak bir şekilde, namaza durur gibi, kulak hizasına kadar kaldırılır.”Bismillahi allahu ekber.”denildikten sonra hacer-ül esved istilam edilir. Eğer yaklaşmak mümkün değilse, Hacer-ül Esved’e uzaktan elle işaret edilir. Sağ avuç içi öpülür. Hacer-ül evsedi öpmek sünnettir. Fakat aşırı kalabalıktan dolayı yaklaşmak, çok zaman mümkün olmaz. Bu durumda uzaktan selamlamalı ve sünneti yerine getireyim derken, insanlara zarar vermemeye çalışmalıyız.

Kâbe sol tarafa alınarak, tavafa başlanır. Tavafa başlarken ve her şavt başında:

“Allah, bütün eksikliklerden uzaktır. hamd, Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Bütün güc, kuvvet ve azamet şanı yüce Allah’a aittir. Salât ve selam, efendimiz Muhammed aleyhi’s-selama olsun. Allah’ım! Sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, verdiğim sözü yerine getirerek ve peygamberinin sünnetine uyarak bu ibadetimi yerine getiriyorum” diye dua edilir.

Tavaf, hatim’in dışında yapılır. İlk üç şavtta erkekler remel yaparlar. Tavaf sırasında dua edilir tekbir ve tehlil getirilir. Kuran okunur. telbiye getirilmez. İçinden gelen bütün dualar, içtenlik ve samimiyetle okunmalıdır. Tavaf’da devamlı olmak lazımdır. Bu nedenle abdest bozulması ya da tavafa engel olacak bir durum olmadığı takdir de ara verilmemelidir.

Yemen köşesine gelinince, bu köşe de istilam edilir. Diğer köşeler de istilam edilmez. Yemen köşesi ile hacer-ül esved köşesi arasında: “Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. İyilerle birlikte cennete koy. Ey mutlak güç sahibi! Ey günahları çok bağışlayan! Ey âlemlerin rabbi.”duası okunur.

Hacer-ül esved köşesine ya da hizasına gelince ilk şavt tamamlanmış olur. Hemen tekrar ikinci şavta başlanır. Aynı şekilde diğer şavtlar da yapılır. Yedinci şavtın sonunda hacer-ül esved tekrar istilam edilir ve tavaf sona erer.

Tavafın bitmesi ardından, harem-i şerifin uygun bir yerinde iki rekât kılınır. Tavaf namazı, kerahet vakti değilse, tavafın hemen ardından kılınması daha uygun olur. Tavaf namazından sonra dua edilir. Zemzem suyu içilir.

Hacer-ül esved, tekrar istilam edilerek, sa’y yapmak için safa tepesine gidilir.

Kabe’nin Kaç Kapısı Var?

İbrahim Aleyhisselam, Kâbe’yi inşa ettiğinde yerle aynı seviye de tek bir kapısı vardı. Kureyş, Kâbe’yi yeniden inşa ederken, Ebu Hüzeyfe b. el muğire’nin teklifi ile kapı yerden yüksek bir seviye de yapılmıştır.

Abdullah b. zübeyr in inşasında, Kâbe’de kapı yeniden yer seviyesinde tutulmuş ve buna ilave olarak, Kâbe’nin batı tarafında rükn-i şami ile rükn-i yemani arasında bir başka kapı daha yapılmıştır. Haccac döneminde kapı tekrar kureyş’in inşa ettiği şekilde yerine konulmuş ve batı tarafındaki kapı iptal edilmiştir.

Şu anda hizmet veren mevcut olan kapı ise saf altından yapılmış olup, kral halid b. Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. Kâbe’nin de içerisinde yer aldığı mescid-i haramı çevreleyen duvarlarda 19 tane kapı bulunmaktadır.

Mescid-i haramın kapıları:

A-Doğu Kapıları:

1- Bab-üs Selam: Babü beni şeybe adı da denir. Hac için Mekke-i Mükerreme’ye giden halifeler ve bilhassa Mekke-i mükerreme şerifleri, mescid-i harama bu kapıdan girerler.

2-Bab-ün nebi: Bu kapıya babün nisa veya bab-ül cenaiz adı da verilir. Peygamber efendimiz(s.a.v) h-Hazreti Hatice’nin evine devamlı olarak bu kapıdan gittikleri için, bab-ün nebi adı verilmiştir.

3-Bab-ül Abbas: Peygamber efendimizin amcası h-Hazreti Abbas’ın evinin karşısında olduğu için bu isim verilmiştir.

4-Babü Ali: bu kapı babü beni Haşim diye de söylenir.

B-Güney Kapıları:

1-Babü Bazen: Cahiliye döneminde babü beni aiz diye de söylenirdi.

2-Babü Bağle: Bu kapıya asr-ı saadette babü beni süfyan bin el-esed denilirdi.

3-Bab-üs Safa: Safa tepesi tarafında ki kapıdır.

4-Babü Ceyyad: Bu kapının adı babü beni mahzum olarak da bilinir.

5-Babü Mücahid: Bu kapıya Babür rahme adı da verilir.

6-Babü Medrese-i Şerif-i Aclan: Babü beni temim veya bab-ül alakayn olarak bilinir.

7-Babü ümmü hani: Bab-ül uruc,babü ceyyad-ı kebir,babü ebi cehl gibi isimlerle de bilinir.peygamber efendimizin amcasının kızı ümmü maninin evi tarafındadır.

C-Batı Kapıları:

1-Babü Harüra: Hacıların tavafa veda’ı ifa ettikten sonra bu kapıdan çıkmaları sebebiyle, daha sonra ki devirlerde bab-ül veda diye meşhur olmuştur.

2-Babü İbrahim: Bu kapı bab-ül hayatın diye de bilinir.

3-Bab-ül Ümer: Bu kapıya bab-ül umre denilmektedir.

D-Kuzey Kapıları:

1-Bab-üs Sidde: İslamiyet’in ilk yıllarında, babü emir bin as veya bab-ül atik diye bilinirdi.

2-Bab-ül Icle: Bu kapı abdül basit medresesi bitişiğindedir.

3-Bab-ül Kutbi: Bab-üz ziyade-i nedve’nin batı tarafındadır.

4-Bab-Üz Ziyade-i Nedve: İlk yıllarda babü dar-i beni şeybe bin Osman adıyla bilinirdi.

5- Bab-üd Deribe: Bab-üs selamın yakınında ve Süleymaniye medresesi bitişiğindedir.