Aşağıda hac ile ilgili ayetler sıralanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de hac ibadeti ile ilgili ayetleri paylaşıyoruz.
1- “Ey Muhammed! Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz.(bundan böyle) yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir.” (Bakara, 2/ 144)
2- “ Sana, hilalleri soruyorlar. De ki:” Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir.” (Bakara, 2/ 189)
3- “Şüphesiz Safa ile Merve, Allah’ın (dininin) nişanelerindendir. Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir. (Bakara, 2/ 158)
4- “Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne yaparsanız, Allah onu bilir.(Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takvadır. ( Allah’a karşı gelmekten sakınma) Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının.” (Bakara, 2/ 197)
5- “Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olursa fidye olarak ya oruç tutması, sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum) ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.” (Bakara, 2/ 196)
6- “ Hac ibadetinizi bitirdiğinizde, artık ( cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anışla Allah’ı anın. İnsanlardan, “Ey rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur.” ( Bakara, 2/ 200)