Arasat Nedir

 

Arasat, kelime olarak arsanın çoğuludur. Arsalar demektir.

Arasat meydanı, terim olarak mahşer gününde toplanılan yer, yani kıyamet gününde dirilişten hemen sonra varılacak olan haşır ve neşir meydanıdır.

Yevme’l-Arasat da toplanıp muhakeme günü olan haşir günüdür. Bütün insanlar ve cinler Arasat Meydanı da denilen haşir meydanında Allah’ın emri ile toplanacaktır. Akıllı olan, deli olan, kâfir olan ya da Müslüman olan bütün insanlar orada toplanacaklar.

Zalimin zillet içinde, mazlumun da izzet içinde hasredilip neşredileceği, hesap sorulacağı ve gerçek adaletin bir gün geleceği, bir hesap meydanı Allah’ın emri ile ve iradesiyle açılacak.

A’raf, yüksekliklerin zirvesi, tepelerin, surların ve burçların yüksek kısımları demektir. A’raf, Cennet ile Cehennem arasında bulunan yüksek kısımlardır. A’raf süresinde Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “ İki taraf (Cennet ile Cehennem) arasında bir perde vardır; (burada) A’raf üzerinde her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere: Size selam olsun! Derler. Bunlar henüz Cennet’e girmeyen ve fakat orayı uman kimselerdir. Gözleri Cehennemlikler üzerine çevrilince de: Rabbimiz! Bizi zalimlerle beraber bulundurma! Derler. A’raf ehli simalarından tanıdıkları (Cehennemdeki) bir takım adamlara derler ki: ne çokluğunuz ve ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir fayda sağlamadı. Allah’ın kendilerine hiçbir fayda erdirmeyeceğine dair yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı? ( sonra Cennet ehline dönerek): Girin Cennet’e! Artık size ne korku, ne de hüzün yoktur! (derler) A’raf ehli amel bakımından ortada olanlardır.

Mesela, hiçbir peygamberin tebliğini duymadan ölmüş olanlar bu gruba girebileceği gibi, küçük yaşta ölen müşrik ve kâfir çocuklarının da bu grupta oldukları açıklanmaktadır.

Allah’a iman etmeyen, ama inkâr da etmeyen, ibadeti olmadığı gibi, isyan da etmeyenler, sevabı da, günahı da olmayanlar ya da eşit olanların A’raf ehlinden olabilecekleri söylenmektedir.

İyi amel ve kötü amelleri eşit durumda olan müminler de A’raf ehlindendir. Ancak, A’raf tabirini müteşabih kabul etmeli ve hakikatini Yüce Allah’ın ilmine ve takdirine bırakmak daha doğru olanıdır. Çünkü A’raf ehlinin kimler olduğu konusunda net bir ayet ya da hadis mevcut değildir.Sadece A’raf’ın varlığı kesindir ve Cennet ile Cehennem arasında bir mevki olduğu bilinmektedir.

Arasat, öldükten sonra insanların ve diğer canlıların diriltilip toplanacakları meydandır. Buraya mevkıf ve mahşer de denir.