Mescid-i Nebevi veya Peygamber Mescidi, Hicret’ten sonra Medine’de İslam peygamberi Hz. Muhammed ile arkadaşları tarafından inşa edilmiş, Hz. Muhammed’in kabrininde içerisinde bulunduğu mescittir. Nebevi, Arapça’da “peygambere ait” anlamına gelir. Mekke’de bulunan Mescid-i Haram’dan sonra, Müslümanlar için ikinci en kutsal mescittir.
Mescid-i Nebevi ya da Mescid-i Nebi’nin ilk yapımında basit bir yapısı vardı. Hurma kütüklerinden sütunları, hurma dallarından çatısı, taşlardan duvarları vardı. Hemen bitişiğindeki ev kısmı da kerpiçtendi. Minberi ve mihrabı yoktu. Hz. Muhammed Cuma konuşmalarını minber olmadığından dolayı bir ağaç kütüğünün üzerinde yapardı.
Hz. Muhammed 622 yılında Medine’ye vardığında Müslümanlar onu şehir girişinde karşıladılar. Kendisine çok sayıda davet eden olduğundan ve kimseyi üzmemek için, devesi Kasva’yı serbest bırakmalarını ve onun çöktüğü yere en yakın evde konaklayacağını söyledi. Kavsa, Malik b. Neccaroğullarının evlerinin önünde çökünce, buraya en yakın evin sahibi Ebü Eyyüb el- Ensari’ye konuk oldu. Kasva’nın çöktüğü ve Sehl ile Süheyl adında iki yetim çocuğa ait olan bu boş arazi Hz. Ebu Bekir tarafından satın alındı ve herkesin namaz ibadetini yerine getirebileceği bir mescit inşa edildi. Mescit’in 622 yılında temeli atılmış ve 623 yılında bitirilmiştir.
Mescid-i Nebevi ilk yapıldığında batıda Babürrahme, doğuda Babücibril ve güneyde Babülcenubi olarak üç kapısı vardı. Kıble Kudüs’ten Kâbe’ye çevrilmesinden sonra, güney kapısı kapanarak kuzeye başka bir kapı açılmıştır. Hicretten sonra, Medine’de ki Müslümanların sayısı giderek artmaya başladı ve mescit namaz kılan Müslümanlara yetmemeye başladı. Bundan dolayı Hz. Muhammed mescidi genişletmeye karar verdi. Hayber’in alınmasından sonra mescit yaklaşık olarak iki misli genişletildi.
Hz. Muhammed, Mescid-i Nebevi’de cemaate hitap ederken dayanmak için hurma ağacından büyük bir kütüğü kullanıyordu. Sonraları, cemaatin Hz. Muhammed’in yüzünü görmemesi ve sadece sesini işitmesi üzerine, ılgın ağacından 50 X 125 cm ebadında ve bir metre yükseklikte, arakasında üç sütunu bulunan üç basamaklı ilk minber yapılmıştır. İlk halifeler Hz. Muhammed’e hürmetten dolayı üçüncü basamağı kullanmamışlar ve bu basamağı kapatmışlardır. Halife Osman döneminde minber üzerine bir kubbe yapılarak kumaş ile örtülmüş ve merdivenler abanoz ağacı ile kaplanmıştır.