Hac ile ilgili hatıralar hepimizin dikkatini çekmiştir. İşte o hatıralardan birisi…
Başmakçı ilçesinde göreve başladığımın ilk senesi hacca gitmek için bir kişi müracaat etmiş. 5 bin nüfuslu bir ilçede bir kişinin hacca gitmesi beni oldukça düşündürmüş ve üzmüştü. Kendi kendime sordum: Niye hacca gitmiyorlar? Yoksa herkes hac vazifesini yerine getirmiş de sadece bu vatandaş mı kalmıştı? Sordum, soruşturdum. Meselenin farklı boyutlarını görmeye ve anlamaya çalıştım. Başmakçı’daki halkın hacca gidemeyiş sebeplerinin altında başka nedenler vardı.
Bir ömür boyu çiftçilik yapan vatandaşlarımız, hac parasını tamamladıktan sonra bir o kadar da hacdan dönerken getirecekleri hediyelerin paralarını da hesaplıyorlardı. Hac parası eksik olanlar ise bekliyordu.
Hacca gitmek için kesin kayıt yaptıranlar, ramazan bayramından sonraki bir ay içinde evlerine ziyaretçilerin gelmeye başladığını, gündüzün ve gecenin birbirine karıştığını dinlenerek hacca gitmek yerine yorulmuş bir vaziyette oluyorlardı.
Hakkı solmaz sevdiğim bir esnaf. başmakçıya geldiğim zaman ondan bir bisiklet satın almış, üç taksitte ödemiştim. Başmakçıda bisiklet meşhurdur. Ailede ki her ferdin bisikleti vardır. O zaman tanışmıştık. Tatlı dilli, güler yüzlü bir esnaftı. zaman zaman sohbet etmeye giderdim. Cami cemaatine yaptığım gibi, yaşı ilerlemiş, sakalı olan, ilk bakışta hacca gidip gelmiş imajı olan cemaate hitap ederken” hacı abi, hacı amca” gibi samimi laflar söylerdim. Hakkı solmaz abiye de nasılsın derken hacı kelimesi kullanırdım. O da ben hacı ağabey derken ben hacı değilim demiyordu. Bu arada ben hacca gitmediğini bildiğim halde, hacı ağabey dememe hiç ses çıkarmayan hakkı solmaz’a sorulması gereken soruyu sordum.
Hacı ağabey, siz kaç yılında hacca gittiniz? Diye sordum. Tabi mahcup bir eda ile ben hacca gitmedim dedi, ben de lafı gediğine koydum. Ben sana hacı ağabey diyorum, hiç sesini çıkarmıyorsun, dedim. Hoşuma gidiyor deyince. O zaman gelecek yıl seni hacca gönderelim dedim. Bende hakkı solmazı hacca göndermek için güzel bir plan hazırladım ve yürürlüğe koydum.
Din görevlilerinden üç kişiyi abiye gönderdim gidin hiç bir şey bilmiyormuş gibi ona şöyle deyin: hakkı abi, hayırlı olsun, güzel şeyler duyduk hakkında, hacca gidiyormuşsun, Allah kabul etsin. Deyin dedim. Onlar da aynı şekilde söylemişler. Hakkı abi: yok öyle bir şey, şimdilik düşünmüyorum demiş. Ben de planlı bir şekilde, bazı cemaate durumu anlattım, camide karşılaştıklarında hakkı abiye” hakkı ağabey, hayırlı olsun hacca gidiyormuşsun” deyin. Bir şeyi kırk defa söyleyince olurmuş misali, hakkı ağabey bu durum başmakçıya yayılmış diye duyunca, kahvelerde sohbetlerde hakkı ağabey hacca gidiyormuş, diye konuştuklarını öğrenince, bir gün müftülüğe geldi. Hacca gitmek için kayıt oldu. Kayıt işleri için gerekli formları verdi, bana şöyle dedi.
Müftü bey, nasıl oldu bilmiyorum, bu yılda aklımdan geçmiyordu hacca gitmek. Ama başmakçıda herkes beni hacca gidecek biliyormuş. Böyle bir şey yayılmış. Bende bunun için yazıldım.
O yıl beraber hacca gittik. Hacda karşılaştık. Hocam Allah senden razı olsun. Benim hacca gelmeme sebep oldunuz. Ben de yeni öğrendim. Bana hayırlı olsun diyenleri siz göndermişsiniz. allah sizden razı olsun. Benim aklıma koydunuz hacca gitmeyi. Allah da nasip etti. Ben de oynadığımız bu oyunun bir kişinin İslam’ın bir emri olan hac vazifesini yerine getirmesine vesile olduğumuz ve bu oyunu başardığımız için Allah’a hamd ettim.