Umre Tavaf Namazı

Temettü vaciplerinden üçüncüsü: Tavaf namazıdır.

Tavafın hangi çeşidi olursa olsun, tavaftan sonra iki rekât tavaf namazı kılmak vaciptir. Tavaf namazı kılınmadan, peş peşe tavaf yapmak mekruhtur. Yani tavaf yaparken arada tavaf namazı kılmalıyız.

Tavaf namazının ilk rekâtında Fatiha suresi ile Kafirün, ikinci rekâtında ise, Fatiha suresi ile İhlâs surelerinin okunması müstehaptır.

Tavaf namazı vacip olmasına rağmen, haccın ve tavafın vacibi sayılmaz. Bundan dolayıdır ki, terk edilmesi durumunda hac cinayeti sayılmaz ve bir ceza gerekmez.

Kerahet vakti değilse, tavafın hemen peşinden bu namazı kılmak uygundur. Fakat çeşitli nedenlerle tavafın arkasından kılınamazda, daha sonra da kılınırsa yerine gelmiş olur.

Makam-ı İbrahim’in hemen arkasında bu namazı kılmak, vaciptir. Fakat her zaman yer bulmak mümkün olmuyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda Müslüman hac etmek için geldiğinden aşırı kalabalık olabiliyor. Böyle durumlarda da müsait yerlerde namazı eda edebiliriz. Yalnız bu namazın harem bölgesinin dışında kılınması ise mekruhtur.

Bu namazın kılınış şekli ise sabah namazı gibidir. Sadece farkı sesli veya sessiz okunabilir olmasıdır. Bu namazı Hz. İbrahim’in makamına yakın bir yerde kılmak vaciptir. Makamın sağ ya da solunda değil de arkasında kılmalıdır.

Tavaftan sonra ihtiyaten tavaf namazı çabuk kılınmalıdır. Yani geleneğe göre tavaf ile namaz arasında ara verilmiş sayılmamalıdır.

Tavaf namazının vacip olduğunu bildiği halde, kasıtlı olarak kılmayan her kişinin haccı ihtiyaten batıl olur. Tavaf namazı unutulursa, tavaftan sonra yapılan ameli bittikten sonra aklına gelirse, tavaf namazını yerine getirmelidir. Diğer amellerin yeniden yapılması iyi olmakla beraber vacip değildir

Sa’y anında akla gelirse onu kesip, makamın arkasında namazı eda edip, tekrar sa’ya kaldığı yerden devam edip tamamlanmalıdır.

Şayet,  Mekke’den çıktıktan sonra akla düşerse geri dönüp kılmak aşırı sıkıntı vermiyorsa, geri dönmeli namazı eda etmelidir. Mümkün değilse, nerede hatırladıysa orada yerine getirebilir.

Üzerine tavaf namazı vacip olan bir kişi ölürse, büyük oğlu kaza namazı hükümlerinde bilinen şartlara uygun ise bu namazı onun yerine kılması vaciptir.

Benzer Konular: