Kabe’nin İçi, Kabe Giriş Kapıları

Kâbe: Sözlük anlamı, dört köşeli veya küp şeklinde bir nesne demektir.

Kâbe, Allah’ın evi olarak bilinir.”Bir zamanlar Kâbe’nin yerini İbrahim’e şu şekilde hazırlamıştık. Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, orada (kıyama)duranlar, ruku edenler ve secdeye varanlar için evimi ter temiz et.” (Hac suresi/26)

Yeryüzünde yapılmış ilk mescit ve ilk binadır. Tavanı ahşaptan yapılmıştır. Duvarlarında kullanılan taşlar, Mekke tepelerinden getirilmiş granit taşlarındandır. Üzeri altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü (Sitare) ile kaplıdır.

Doğu köşesine “hacer-i esved” veya şarki, batı köşesine şami, kuzey köşesine ıraki, güney köşesine de yemani denir.

Kâbe’nin İçi:

Kâbe’nin duvarları, siyah taşlardan yapılmıştır.25 cm yükseklikte ve 30 cm kadar çıkıntılı bir mermer kaide üzerinde bulunmaktadır. Kâbe’nin içerisinde tavana çıkabilmek için bir merdiven ve üç adet ağaç sütun bulunmaktadır. İç duvarlar ve yerler mermerle kaplıdır. Tavanda ise altın ve gümüş kandiller asılıdır. Yerden iki metre yükseklikte altın kapısı vardır.

Kâbe, Hazret-i İbrahim tarafından ilk yapıldığı zaman çatısı yoktu. Yüksekliği 4.32.metre idi ve yere bitişik iki kapısı vardı. İçine hediyeler konması için bir kuyu kazmıştı. kabenin içi ve dışı zaman zaman tamir edilmiştir. Dolayısıyla, kabe yüksekliği de her inşa edilişinde değişmiştir. İbrahim (a.s)zamanında 4.32 metre, kureyş zamanında 8.64 metre ve Abdullah b.zubeyr zamanında ise 12.95 metre olarak inşa edilmiştir. Abdulmelik b.Mervan bu yüksekliği daha sonra korumuştur.

Osmanlı padişahları, Kâbe’nin korunması ve kutsallığının yaşaması için ne gerekiyorsa yapmışlardır. Kanuni sultan Süleyman döneminde tavanı onarılmış,1. Ahmet döneminde yine onarılmıştır. 4.Murat döneminde, yangın çıkmış ve sel baskını sonucunda üç cephesi yıkılmıştı. Gerekli olan tamirat ve onarım da onun döneminde yapılmıştır.

Kâbe’nin Kapısı:

Kâbe’nin kapısı İbrahim (a.s) inşa ettiği Kâbe’de, yerle aynı hizada tek bir kapısı vardı. kureyş, Kâbe’yi yeniden inşa ederken Ebu Huzeyfe b. el-muğire’nin teklifi doğrultusunda, kapı yerden yüksek tutulmuştur. Abdullah b. Zübeyr’in inşasında Kâbe’de, kapı tekrar yer seviyesinde tutulmuş ve buna ilave olarak Kâbe’nin batı tarafında rükn-i şami ile rükn-i yemani arasında bir başka kapı daha yapılmıştır. Haccac döneminde ise, kapı tekrar kureyş’in inşa ettiği şekle iade edilmiş ve batı tarafındaki kapı kapatılmıştır. Şu andaki mevcut kapı ise, saf altından yapılmış olup, kral halid b. Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır.

Kabenin Genişliği Ölçüleri Boyutları

Kâbe: Suudi Arabistan’ın Mekke Şehri’nde bulunan, küp şeklinde bir ibadethanedir.

İslam dini’nin ilk ve en kutsal mekânı kabul edilir. Bu yapının etrafında mescid-i haram bulunur. Kuran’da Kâbe’nin hazreti İbrahim ve oğlu hazreti İsmail tarafından inşa edilmiş olduğu belirtilir.

Dünyada ki bütün Müslümanlar, nerede olursa olsunlar, namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kâbe’nin olduğu yöne kıble denir.

İslam’ın beş şartından biri olan hac esnasında Kâbe, farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en azından iki defa tavaf edilir.

Tavaf, saat yönünün tersine bir yönde hacerü’l esved köşesinden başlayarak Kâbe’nin etrafında yedi tur yürümektir. Tavaf esnasında yapılan her tur’a bir şavt denir. Hac sırasında yaklaşık altı milyon dolayında hacı toplanarak aynı gün tavaf yaparlar.

Kâbe’nin geniş duvarı görüntüsü bir küp şeklindedir.

Kuzeydoğu duvarı:12.63metre.

Kuzeybatı duvarı:11.03 metre.

Güneybatı duvarı:13.10 metre

Güneydoğu duvarı:11.22 metre

Kâbe’nin yüksekliği 13 metredir.

Kâbe: 145 metre kare’lik bir alan üzerine kurulmuştur, duvarları Mekke tepelerinden getirilen granit taşlarıyla döşenmiştir.

Kâbe’nin içerisine: yılda iki kere Kâbe’yi temizleme töreni adı verilen törenle Kâbe anahtarını geleneksel olarak ellerinde tutan kabile mensupları ve seçkin misafirler girebilmektedir. kabe yüksek olduğu için, özel bir tekerlekli merdiven kullanılarak girilir. Tavanı ahşap’tır. Tabanı mermer ve kireç taşı kareler ile kaplıdır. İç duvarların üst tarafı üzerinde altın işleme ile kuran ayetleri bulunan, yeşil bir bez ile kaplıdır.

Hacerü’l esved: doğu köşesinde bulunan parlak bir taştır. Cennet’ten indiğine inanılır. Çıkan bir yangından sonra kırılıp 15 parçaya bölünmüştür. Gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır. Yaklaşık:16.5×20 cm.dir

Kâbe kapısı: Kabe’nin doğu duvarında 2.13 metre yüksektedir.

Altın oluk(mizab): Kâbe’nin doğu duvarında bulunan altından yapılmış oluk.

Şadarvan: Kâbe duvarlarının dibini yağmur ve sel sularından koruma amacıyla yapılmış, mermerden koruma.

Hatim: Kâbe’nin batı duvarında bulunan,90 cm yüksekliğinde 1,5 m. Eninde beyaz mermerden yapılmış bir bölge.

Multazam: Kâbe’nin doğusunda Kâbe kapısı ile hacerü’l esved arasındaki duvar.

Makam-ı İbrahim: hazreti İbrahim’in ayak izini bıraktığı bir mevki.

Sitare veya kisve: Kâbe’nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü.

Cebrail makamı: Kâbe’nin doğu duvarı önünde kapının bulunmadığı kısımda “ıraki” köşesinin hemen yanında bulunan mevki.

Kabede Tavaf Duası

Hacı olmak isteyen, Kabe-i Muazzamayı tavaf etmek isteyen Müslümanlar, önce niyet ederler.”Allah’ım! Umre yapmak istiyorum onu bana kolaylaştır ve kabul buyur.”diyerek diliyle ifade edilmesi müstehaptır.

Tavafa başlamadan önce: “Bismillahi allahu ekber.”diyerek, hacerul-esved selamlanır.

Hacerül-esved selamlandıktan sonra, şu dua okunur:”Allahümme imanen bike, ve tasdikan bikitabike,ve vefaen biahdiki,vettibaen lisünneti nebiyyike sallellahu aleyhi vesellem”

Anlamı: “Allah’ım, sana iman ettiğim için bu tavafı yapıyorum. Senin yüce kitabını(Kuran’ı kerimi) tasdik ederek tavaf etmekteyim, senin sevgili peygamberinin sünnetine tabi olmak için bu tavafı yapıyorum, Allah’ım.”

Bu dua’yı kalpten ve samimi bir şekilde okuyan bir Müslüman, memleketine annesinden yeni doğmuş bir çocuk gibi, tertemiz olarak döner.

Bundan sonra tavaf bitinceye kadar, sık sık müezzinlerin okudukları şu dualar okunmalıdır.

“ Süphanellahi vel-hamdu lillahi vela ilahe illellahu vallahu ekber. vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.”

“la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh.lehül mülkü velehül hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir.”

“allahümme salli ala seyyidine muhammedin ve ala ali Muhammed.kema salleyte ala ibrahime ve ala ali İbrahim.inneke hamidün mecid.

“allahümme barik ala seyyidina muhammedin ve ala ali Muhammed. Kema barekte ala ibrahime ve ala ali İbrahim.inneke hamidün mecid.”

“allahümme inneke afüvvun kerimün,tuhibbul-afvefa’fu anni”

Beytullah’ı görünce üç defa tekbir ve tehlil getirir ve şu duayı okuruz.

“Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, her türlü övgü Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah’ım! Bu senin evindir. Onu sen yücelttin, sen şereflendirdin, onu sen yaptın. Onun yüceliğini, şerefini ve değerini artır. Ya Rabbi! Onun değerini artıran, onu şereflendiren, ona saygı gösteren kimsenin şerefini, saygınlığını, heybetini şerefini, yüceliğini ve iyiliğini artır. Allah’ım! Sen selamsın ve selamet ancak sendendir. Bizi selametle yaşat ve selamet yurdun olan cennetine koy. Ey celal ve ikram sahibi Allah’ım! Sen her şeyden yücesin ve her şeyden üstünsün.”bilinen başka dualar da okunabilir.

Tavaf esnasında dünya ve Ahiret hayrı ile ilgili dualar çokça yapılır.

Kabeyi Kim Yaptı?

“Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah’ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı) Ey rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur: şüphesiz sen işitensin, bilensin(Bakara Suresi-Ayet:127)

Kâbe’nin yapılışı hakkındaki rivayetler göre, Hz. Adem ile Havva cennetten çıkarıldıkları vakit yeryüzünde Arafat’ta buluşurlar, beraber batıya doğru yürürler. Kâbe’nin bulunduğu yere gelirler. Bu esnada Hz. âdem, bu buluşmaya şükür olmak üzere rabbine, ibadet etmek ister ve cennette iken, etrafında tavaf ederek ibadet ettiği nurdan sütunun tekrar kendine verilmesini diler. İşte o nurdan sütun orada tecelli eder ve Hz. Âdem onun etrafında tavaf ederek Allah’a ibadet eder. Bu nurdan sütun Hz. Şit zamanında kaybolur, yerine bir taş kalır. Bunun üzerine Hz. Şit onun yerine, taştan onun gibi dört köşe bir bina yapar. Ve o siyah taşı binanın bir köşesine yerleştirir. İşte bugün hacer-ül esvad diye bilinen siyah taş odur. Sonra Nuh tufanında bina, kumlar altında uzunca bir süre kalır

Hz. İbrahim Allah’ın emri ile Kâbe’nin bulunduğu yere gider, oğlu İsmail ve eşi. hacer ile orada yerleşir. Sonra İsmail ile Kâbe’nin yerini kazar. Hz. Şit tarafından yapılan binanın temellerini bulur. Ve o temeller üzerine bugün mevcut olan Kâbe’yi inşa ederler. Ayette “Beytullahın temellerini yükseltiyor.”cümlesi bunu ifade eder.

İslam eserlerinde Allah’ın Hz. İbrahim’i Kâbe’yi inşa etmekle görevlendirerek Mekke’ye gönderdiği yazılıdır. Bununla birlikte, Kâbe’nin Hz. İbrahim’den çok daha önce eski bir döneme ait geçmişinden de bahsedilir. Yani, Kâbe çok önceleri de vardı. Ama Nuh tufanından sonra yıkılarak kaybolmuştu. İşte Hz. İbrahim bundan dolayı, kabeyi bulmak ve yeniden inşa etmek için Allah tarafından görevlendirilmişti.

Kâbe yüz yıllardır ayakta kalan bir yapıdır. Zaman içerisinde çok hasar görmüş, sel felaketlerine uğramış, çok çeşitli saldırılara maruz kalmıştır.

Osmanlı döneminde Kâbe hizmetine çok önem verilirdi. Bu kutsal mekâna her türlü yardımda bulunurlar ve kendilerini,”haadimül harameyn”olarak, yani Mekke ve Medine’nin hizmetçisi olarak takdim ederlerdi. Bugün Mekke ve çevresinde bir hayli Osmanlı eserleri mevcuttur.

Kâbe Müslümanların ibadetinde çok önemli bir yere sahiptir. Her gün dünya üzerinde yaşayan Müslümanlar, nerede olursa olsun Kâbe’ye yönlerini döner ve o yöne doğru namaz kılarlar.

Kabeyi İlk Kim İnşa Etti?

Hz. İbrahim zamanında, Mezopotamya ovasında yaşayan kavimler, taştan ve ağaçtan heykel yapar ve bunlara taparlardı.

Hz.İbrahim, kavminin taptığı bu heykellere tapmayı reddetmiş, tek olan, yüce Allah’a inanmıştı. kavmine putlara tapmamalarını kainatın yaratıcısının yüce Allah olduğunu, bu putların onlara bir fayda sağlamayacağını sürekli olarak anlatıyordu. Ancak, başta babası Azer’de olmak üzere kavmi, Hz.İbrahim’e inanmayıp inkâr ediyorlardı.

Kuran’ı Kerimde bu durum şöyle anlatılır.”hani İbrahim, babası Azer’e şöyle demişti: sen putları(kendine) ilahlar’mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum.”(Enam Suresi/ 74)

Bir gün Hz..İbrahim kavminin taptığı putları kırar. Ve putların bir işe yaramadığını kavmine göstermek ister. Bunun üzerine kavmi çok kızarlar ve Hz. İbrahim’i yakalar, Nemrut’a teslim ederler. Hz. İbrahim, Nemrut’un zulmünden Allahın verdiği bir mucize ile kurtulur. Şam ve Mısır’da bir süre kalır. Sonra Mekke civarlarına gelir. Mekke’de iken Allah’tan gelen üzerine burada bir ev inşa eder. İşte o ev bugünkü Kabe’dir.

Kâbe: Yeryüzünün ilk mabedi ve Müslümanların kıble’sidir. Kuran’da şöyle açıklanır.”Hani biz İbrahim’e beytullah’ın yerini belirlediğimiz zaman şöyle emretmiştik. Bana hiçbir şeyi ortak koşma, benim mabedimi tavaf edenler, kıyam edenler, rükûa ve secdeye varanlar için evimi(Kâbe’yi)tertemiz tut.”(Hac Suresi,26)

Hz. İbrahim ve oğlu İsmail’in Kâbe’yi inşa etmeleri bakara süresinde ise şöyle açıklanmaktadır.”İbrahim. İsmail ile birlikte beytullah’ın (Kâbe’nin) temellerini yükseltiyor.(Bakara Suresi/127)

Ayet’i kerimede İbrahim(a.s) ve İsmail(a.s) tarafından yükseltildiğinin açıklanması Kâbe’nin ilk olarak Hz. İbrahim tarafından inşa edilmediğine işaret etmektedir.

Bu ayet ışığında, İslam’da genel görüş, Kâbe’nin ilk olarak Hz. İbrahim tarafından yapılmadığı, ilk olarak Hz. Adem tarafından yapıldığı, Hz.İbrahim’in Allah’ın emri ile Kâbe’nin bulunduğu yere gittiği ve Kâbe’nin temellerini bularak o temeller üzerine bugünkü mevcut Kâbe’yi inşa ettiği kabul edilmiştir.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurdukları rivayet edilir. Allah Teala Adem ve Havva’ya vahyedip onlara “Benim için bir ev inşa edin.”diye emretmiştir. Cebrail(a.s) onlara onlar yol göstermiş, onlarda evi inşa etmeye başlamışlar. Âdem yeri kazıyor, Havva’da toprak taşıyormuş. su seviyesine geldiklerinde “Ey adem yeter artık” diye bir ses gelir. Âdem(a.s)evi bitirdiğinde, Allah Teâlâ, ona tavaf etmesini emretmiş. Ona şöyle denilmiştir.”Sen ilk insansın. Bu evde ilk evdir”.

 Asırlar sonra Hz. İbrahim Kâbe’yi yeniden inşa etmiştir.

Kabe Tavaf Alanı Kaç Metre?

İslam’ın  ilk  yıllarında ibadetlerde kıble, Kudüs’teki Mescid-i Aksa iken, hicretten sonra on altıncı ayda, kıble Mekke’deki Mescid-i Haram’a çevrilmiştir. Kuran-ı Kerim’de bu değişiklik şöyle anlatılır: “Her nereye çıkıp gidersen git yüzünü Mescidi-i Haram yönüne çevir. Bu elbette Rabbinden gelen bir gerçektir. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”(El Bakara 2/ 149 kış 2/150)

“Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Seni sevdiğin kıbleye mutlaka çevireceğiz. Hemen yüzünü Mescidi i Haram tarafına çevir. Ey müminler sizde nerede olursanız olun yüzünüzü onun tarafına çevirin.” (el Bakara 2/144 ) ayetlerinde, Allah böyle açıklamıştır

Mescidi-i Haram’ın kuzey batı duvarı 164 m, güney doğu duvarı 166 m, kuzey doğu duvarı 108 m, güneybatı duvarı 109 m.dir. Mescid-i Haram’ın bu dört duvarında 19 kapı çevresinde 92 kubbe ve 7 minare vardır. Hz.Ömer zamanına kadar ihade duvarı yoktu. Daha sonra duvar örüldü ve tarih boyunca bir takım tamirler onarımlar genişletme çalışmaları yapıldı. Benu şeybe kapısının kemeri ile Kâbe arasında küçük kubbeli bir yapı vardır. Kâbe yapılırken Hz İbrahim’in iskele olarak kullandığı taş burada bulunmaktadır. Taş üzerine çıkan Hz İbrahim’in ayak izleri vardır. Kâbe’nin kuzey batı duvarının karşısında mermerden yapılmış yarım daire şeklinde bir duvar vardır. Hilal’ e benzeyen bu duvarla çevrili alana el Hatim veya el Hicr denir. Tavafın yerine getirildiği mermer döşemeye metaf denir. Metaf tavaf edilen yer tavaf edilirken dönülen alan, demektir.

Zemzem’in çıktığı bölüm Hacerül Esved’in karşısında Kâbe’nin, 20 m. kadar doğusunda bulunmaktadır. Zemzem İbranice bir kelime olup dur dur anlamına gelir.

KABE HAKKINDA KISA BİLGİLER

1.Mescid(bina) alanı:190.000 m2

2.Haremin çatı sahası:61.000 m2

3.Mescidin dışındaki namaz alanı:88.000 m2

4.Bütün sahaların alanı:366.168 m2

5.Aynı anda namaz kılan kişi sayısı: 1.000.000 civarında sokaklara taşarak.

6. Minare âdeti: 9

7.Minarelerin yüksekliği:89 m.

8.Kapıların âdeti:99. giriş yeri51.

9.Ana kapılar 3

10. Kâbe’nin oturduğu alan:145 m2

11.Hatim alanı:94 m2

Kabede Kadınlar Nasıl Giyinir?

Kadınlar renk ve model şartı olmaksızın, el ve yüzleri haricinde bedenlerinin tamamını vücut hatlarını göstermeyecek bir şekilde örten ve ziynet görüntüsü içermeyen elbise giyerler. Başörtüleri ve ayak giysileri her zaman giyindikleri gibi olur.

İhram elbisesi giydikten sonra iki rekât ihram namazı kılınır.

İhram namazına şu şekilde niyet edilir.’ niyet ettim Allah rızası için ihram namazı kılmaya’ ihram namaz’ı iki rekâttır ve aynı sabah namazı sünneti gibi kılınır. Birinci rekâtta kafirun, ikinci rekâtta ihlâs okunur. Namazdan sonra ise ‘Yarabbi, niyet ettim senin rızan için umre yapmaya. allahım umreyi bana kolay kıl. Ve umremi kabul eyle.’ Şeklinde niyet edilir.

Niyet ettikten sonra ‘lebbeyk Allahümme lebbeyk. lebbeyk la şerike leke lebbeyk. inne-l hamde ve’n-ni’mete  leke ve’l-mülk. La şerike lek’ diyerek telbiye getirilir.

Kadınlar ihramlanmak için, dikkat çekmeyecek şekilde sade ve tercihen renksiz kıyafetler giyinirler. ve ayakkabılarla ihrama girerler. Adet hali görenler ihram namazını kılmaksızın yalnız niyet eder telbiye duasını okuyarak ihramlanırlar. Ancak adetli bile olsalar temizlik için yıkanmaları tavsiye edilir.

Kadınlar peçe ve eldiven giymezler. Çünkü peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) ‘:ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven giyinmez’diye buyurmuşlardır.

Yalnız, yabancı erkeklerin yakından geçmeleri nedeniyle, kadınlar yüzünü örtme gereği duyarlarsa başının üzerinden örtülerini ya da peçelerini indirebilirler.

Aişe radiyallahu anha şöyle demişlerdir:bizler rasulullah sallallahu aleyhi ve selem ile birlikte ihramda bulunduğumuz sırada binekliler yanı başımızdan geçerlerdi.bizim hizamıza geldiklerinde  her birimiz başımız üzerindeki cilbabını yüzünün üstüne indirirdi.bu yolcular uzaklaşınca yüzümüzü açardık.

El-münzir kızı fatıma da şöyle demiştir: bizler ebu Bekir’in kızı esma ile birlikte ihramda bulunduğumuz halde yüzümüzü örterdik.

Kadınların hac ve umrede giyinmek üzere özel elbiseleri yoktur. adet olan şekilde bedenini örten bir elbise giyer. bu elbisede süs olmamalı ve erkeklere benzememelidir.(ibn fevzan)

Kadının ihramlı iken, ihtiyaç sebebiyle olsun veya olmasın elbise değişmesi caizdir.(ibn useymin).

İhramlı kadının çorap giymesi caizdir. zira peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi ve selem)kadınları bundan yasaklamamıştır.(ibn useymin)

Yasaklandığını ve bunu sahih delilini bilmeden peçe kullanan kadına bir şey gerekmez.(ibn useymin)