Kabe’nin Yüksekliği Uzunluğu ve Genişliği

Kâbe: Mekke’de bulunan, İslam dininin ilk ve en kutsal mekânı olarak kabul edilir. Kuran’da Kâbe’nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından revaklarıyla inşa edilmiş olduğu belirtilir.

Dünyanın her bölgesinde bulunan Müslümanlar, nerede olursa olsunlar namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kabe’nin olduğu yöne kıble denir. İslamın beş temel şartından biri olan hac esnasında, kabe; farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en az iki defa tavaf edilir. Bunların dışında ki tavaflar ise sünnettir. Hacer-ül esved taşından başlanarak, saat yönünün tersi istikametinde, kabe’nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tura ise şavt denir. Tavaf umrenin şartları arasındadır. Hac esnasında, aynı anda milyonlarca Müslüman bir araya gelerek tavaf yaparlar.

Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide mescid-i haram denilmektedir.

Kâbe’nin yüksekliği:13 metre.

Kuzeydoğu duvarı:12.63 metre.

Kuzeybatı duvarı:11.03 metre.

Güneydoğu duvarı:11.22 metre

Güneybatı duvarı:13.10 metre.

Kâbe’nin alanı ise;145 metre kare’lik bir alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında kullanılan taşlar Mekke tepelerinde ki granit taşlarındandır.

Hacer-ül esved: Doğu köşesinde bulunur. Siyah parlak bir taştır. Görünen kısmı16.5×20 cm.dir. kabe’de çıkan bir yangında 15 parçaya ayrılmış, bunun üzerine taşın parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır.

Kâbe kapısı: Kabe’nin doğu duvarında yerden 2.13 metre yüksekliktedir.

Altınoluk veya mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunur. Altından yapılmıştır.

Şadervan: Kâbe duvarlarının diplerini sel ve yağmur sularından korumak amacıyla yapılmış, mermer korumadır.

Hicr: Kâbe’nin batı duvarı üzerinde bulunur.90 cm yükseklik ve 1,5 metre enindedir. Beyaz mermerden yapılmış, yarım daire şeklinde alçak duvarla sınırlanmış bir bölgedir.

Multezem: Kâbe’nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile hacer-ül esved arasında ki duvar kısmı.

Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşa edilmekte iken İbrahim’in ayak izi bıraktığı bir mevkidir.

Hacer-ül esved veya şarki köşe: Doğu köşesi.

Yemani veya ruknülyemani köşe: Güney köşesi.

Şami köşe: Batı köşesi.

Iraki köşe: Kuzey köşesi.

Kâbe örtüsü veya kısve: Kâbe’nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerine kelime-i şehadet işlenmiş olan bu örtü, her sene hac mevsiminde yenilenir.

Cebrail makamı: Kâbe’nin doğu duvarı önünde ıraki köşesinin yanında bulunan mevkidir.

Umre Ziyaretinde Neler Yapılır?

Umre: Belirli bir zamana bağlı olmaksızın yapılan Kâbe ziyaretidir. Hanefi ve maliki mezheplerine göre, sünnet. şafii ve Hanbelî mezheplerine göre ise farzdır.

Hac sadece hac mevsiminde yapıldığı halde, umre her zaman yapılabilir. Sadece kurban bayramının arefe günü ile bu bayramın dört gününde yapılması mekruhtur. Ramazan ayında yapılması ise çok sevaptır.

Umre, esas itibariyle, Kabe’yi tavaf (Kabe etrafında yedi defa dönmek), Safa ile Merve tepeleri arasında(yedi defa) sa’y dır. Hacda olduğu gibi, müzdelife’ye gitmek, Arafat’ta vakfe yapmak ve mina’da şeytan taşlamak yoktur.

Umre yapacak olan kişi, önce ihram hazırlıklarını yapar. Mikatta ya da mikat bölgesine gitmeden önce ihramlanır. İlk önce genel bir temizlik yapılır tırnaklar kesilir. Saç ve sakal tıraşı olunur. Bıyıklar düzeltilir. Gusül abdesti alınır. Gusül abdesti almak mümkün değilse abdest alınır. Koltuk altı ve kasık altı kılları temizlenir. İzar ve rida adı verilen iki parçadan oluşan ihram kıyafetleri giyilir. Başlar açılır ve ayaklardan da ayakkabı ve çoraplar çıkartılır. Terlik ve benzeri şeyler giyilir.

Bayanlar ise renk ve model şartı olmaksızın, el ve yüzleri dışında bedenlerinin tamamını vücut hatlarını belirtmeyecek şekilde örten ve ziynet görüntüsü içermeyen elbiseler giyerler. Başörtüleri ayak giysileri de her zaman ki gibi olur.

İhrama giren kişi, iki rekât ihram namazı kılar. İki rekât olan bu namazın ilk rekâtında Fatiha suresi ile kafirün suresi, ikinci rekatta ise Fatiha suresi ile ihlas sureleri okunur. Kılınan namazdan sonra umreye niyet edilerek telbiye getirilir.

Mekke’ye gidince, hacer-ül esved taşı hizasından başlamak şartıyla Kâbe etrafında, yedi defa dolaşılır. İlk üç dolanışta biraz çalımlı yürünür. Her dolaşmada hacer-ül esved taşı selamlanır. Bu dolaşmalar da ıztıba ve remel yapılır.

Tavaf bitince, iki rekât namaz kılınır ve sa’y yapmak için safa tepesine gidilir. Safa tepesinden başlamak şartıyla, safa tepesi ile Merve tepesi arasında yedi defa sa’y yapılır.

Daha sonra ise tıraş olarak ihramdan çıkılır. Böylece umre ziyareti tamamlanmış olur.

Umre ziyaretinde, hacda ki gibi Arafat, Mina, Müzdelife, kudüm ve veda tavafı yoktur. İstenirse kurban kesilir, Mekke ve Medine’de ki kutsal yerleri gezilebilir

Hacdan Dönüş Tarihleri

HAC TAKVİMİ İLE İLGİLİ HUSUSLAR

  1. Hac mevsimi 04 Ağustos-16 Ekim 2016 (Hicri 01 Zilkade 1437- 15 Muharrem 1438) tarihleri arası olarak tespit edilmiştir.
  1. Hac çıkışları 04 Ağustos- 05 Eylül 2016 (Hicri 01 Zilkade- 4Zilhicce 1437)

Hac dönüşleri 16 Eylül- 16 Ekim 2016 (Hicri 14 Zilhicce 1437- 15 Muharrem 1438) arasında yapılacaktır.

HAC ÇIKIŞ VE GİRİŞLERİYLE İLGİLİ HUSUSLAR

  1. 2016 Yılı hac seferleri hava yolu ile yapılacaktır.
  1. Hac çıkış ve girişleri; Adana, Adıyaman, Amasya-Merzifon, Ankara-Esenboğa, Antalya, Antalya Gazipaşa, Balıkesir-Koca Seyit, Batman, Bingöl, Bursa-Yenişehir, Denizli-Çardak, Çanakkale, Çorlu, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Hatay, Isparta-Süleyman Demirel, İstanbul-Atatürk ve Sabiha Gökçen, İzmir-Adnan Menderes, Kayseri-Erkilet, Kahramanmaraş, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya-Erhaç, Mardin, Muğla-Dalaman, Muş, Nevşehir, Or-Gi (Ordu Giresun), Samsun, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon, Van-Ferit Melen ve Zonguldak havalimanlarından yapılacaktır.
  1. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, Ramazan ayı ve öncesinde umre vizesi alınarak Suudi Arabistan’a götürülüp kaçak olarak hacca kadar bırakmaktaydılar. Üçüncü bir ülke üzerinden vatandaşlarımızı, usulsüz yollarla hacca götürmek isteyen kişi ve kuruluşların faaliyetleri, vatandaşlarımızın sıkıntı çekmesine ve ülkemizin itibarına yakışmayacak bazı olumsuzlukların yaşanmasına sebebiyet vermekte olup bu duruma engel olmak için;
  1. a) Hac mevsiminin başlayacağı 04 Ağustos 2016 (Hicri 01 Zilkade 1437) tarihinden Suudi Arabistan’a hacı girişlerinin sona ereceği 06 Eylül 2016 (4 Zilhicce 1437) tarihine kadar anılan ülkeye gideceklere kimlik kartı verilecektir. ( Bu ülkede çalışan daimi işçiler, ikameti olanlar ve diplomatik, ziyaret veya ticari vize alanlar hariç) ve pasaportlarında hac vizesi olup yurt dışına çıkış yapacak kişilerden hac kimlik kartı istenecektir.
  1. b) Hac Kimlik Kartını ibraz edemeyenlerin çıkışlarına izin verilmeyecektir.
  1. c) Usulsüz yollarla vatandaşlarımızı hacca götürme vaadinde ve faaliyetinde bulunanların tespit edilmesi halinde, bunlar ivedilikle ilgili mercilere bildirilecektir.

NOT: Bayram: 12-13-14-15 Eylül 2016

Suudi Arabistan’da hilalin durumuna göre Arife günü ve Bayram günü değişiklik göstermekte ve Türkiye ile uyumsuzluk olabilmektedir. Mevcut takvime göre 11 Eylül Pazar Arafat, 12 Eylül Pazartesi bayram 1. günüdür.

Hacda Neden Dikişsiz Elbise Giyilir?

İhram: Yapılması caiz olan bazı söz, fiil ve davranışların hac ve umre süresince, hac ve umre yapacak kişiler için Allah ve resulünün getirdiği yasaklar çerçevesinde haram kılınması demektir.

Söz konusu yasaklar, hac ve umre için niyet edip ihrama girmekle başlar. İhrama giren erkekler, başlarını açarak ve normal giysilerini çıkararak izar ve rida denilen iki parça olan dikişsiz ihram kıyafeti giyerler hanımlar ise normal kıyafetleri ile yüzlerini açarak ihrama girerler.

Hacca gelenler, sosyal ve ekonomik statülerini gösteren dünya kıyafetlerini her türlü makamları bırakarak Allah önünde, bu kutsal mekânda herkesin eşit ve kardeş olduğunu ifade eder. Birini diğerinden farklı gösteren hiçbir belirti olmaz. Diğer bir ifade ile şahsiyetleri gizleyen gösterişli elbiseler atılır, takva elbisesi giyilir. Burada giyilen iki parça dikişsiz elbise sadece avret yerlerini örtmeye yöneliktir.

İhram, Allah ile buluşmaya niyet etmek, kulun kendisi için yeni bir yol bulması, bütün günahlardan uzaklaşması, melekler gibi Allah’a asla isyan etmeyecek, emredilenleri yapacak, nefis ve şehvet gibi beşeri zafiyetlerden uzak kalacaktır.

Giyindikleri beyaz örtüler ile hacılar beyaz bayraklarını açmış, barış sembolü beyaz güvercinlere dönmüştür.

Beyaz ve dikişsiz kıyafetlere bürünen Müslümanlar adeta ölümü ve ötesi hayatın bir provasını gerçekleştirirler. İhramla ölümü tadarlar. arafatta diriliş ve mahşeri yaşarlar. Ölen her Müslüman’ın giyeceği kefeni sembolize ederler.

Hac esnasında günlük giysilerden soyunup, bembeyaz, lekesiz ihram elbisesi giyen Müslümanlar, her türlü gösteriş ve kibirden uzaklaşmayı, ziynet ve servetle böbürlenmemeyi insanlar arasında ki eşitliği, ölümün ötesini hatırlamayı fiilen yaşayıp öğrenmeleri yanında, kötü arzu ve alışkanlıktan ayrılıp, tertemiz bir hayata başlama duygusunu verir.

İhrama giren kişi elbiseleri çıkartıp, iki parça örtüyü giyince adeta dünya adına taşıdığı her şeyi atar, cenab-ı Allaha yürür. Yalın ve yalnız bir şekilde rabbine kul olduğunu daha rahat görür. Böylece onu değerli kılacak tek şeyin rabbine kulluk olduğunu iyice hisseder.

İhrama girerken yalnızca elbise değil, insan kendi içindeki her türlü manevi kir ve pası, ruhuna yük olan bütün ağırlıkları da söküp atmalıdır. Dünyalık bütün tasa ve kaygıları bir tarafa bırakıp ruhunu temizlemeye tam olarak yoğunlaşmalıdır. Elbiseleri çıkarıp beyaz iki parça beze bürünürken, o güne kadar sıkıntı veren, gönlünü rahatsız eden, kalbine ağırlık veren ne varsa hepsini atmalı ve haccın kutsal iklimine girmelidir.

Hacda İhram Kaç Gün Sürer?

Hacca gitmek isteyen kimse, bu kutsal görev için helal kazanç temin eder. Yola çıkmadan önce varsa borçlarını verir. Hak sahipleri ile helalleşir, günahların bağışlanması için tövbe eder, Allah’tan af diler.

İhrama girme yerleri olan mikat sınırına gelmeden, genel vücut temizliklerini yapar. Tırnaklarını keser. Saç ve sakal tıraşı olup, bıyıklarını düzeltir. Mümkün ise gusleder. Mümkün değil ise abdest alır. Rida ve izar denilen iki parça ihram kıyafetini giyinir. İhramlı oldukları süre içerisinde başları açık ayakları çıplak olur. Kadınlar ise normal kıyafetleri ile ihrama girerler.

Bundan sonra mikat sınırında iki rekât namaz kılınır hacca niyet edilir ve telbiye getirilir. Böylece ihrama girilmiş olur. İhram devam ettiği sürede ihram yasaklarından sakınmak gerekir.

Mekke’ye varınca gusül yapılır ya da abdest alınır. Sonra harem-i şerife gidilerek Kâbe’nin etrafında kudüm tavafı yapılır ve iki rekât tavaf namazı kılınır. Namazdan sonra safa ile Merve tepeleri arsında usulüne uygun sa’y yapılır. Hacı adayı bundan sonra ihramlı olarak Mekke’de kalır. Burada kaldığı zaman içerisinde harem-i şerif’te namazlar kılar ve fırsat oldukça nafile tavaf yapar bolca sevap kazanır.

Tevriye günü, yani arefe’den bir önce Arafat’a çıkılır. Arefe günü güneş batıncaya kadar Arafat’ta kalır. Burada öğle ve ikindi namazlarını cemaatle birlikte kılar. Öğleden sonra vakfe yapılır. Güneş battıktan sonra akşam namazı kılınmadan müzdelife’ye hareket edilir. Müzdelife’de akşam ve yatsı namazları cemaatle birlikte burada kılınır. Hacı adayları şeytan taşlamak için taşları burada toplarlar.

Bayram sabahı, saba namazı erken kılınır. Hava aydınlanınca mina’ya hareket edilir.

Akabe cemresine yedi taş atılır.

Saçlar tıraş edilerek ihramdan çıkılır. İfrad haccı yapanlara kurban kesmek vacip olmadığından, bunlar akabe cemresine taş attıktan sonra tıraş olur ve ihramdan çıkarlar. Temettü veya kıran haccı yapanlar akabe cemresine taş atarlar ve kurban kestikten sonra ihramdan çıkarlar.

Bayramın ikinci günü, küçük, orta ve akabe cemrelerine yedişer taş atılır.

Bayramın üçüncü günü yine küçük, orta ve akabe cemrelerine yedişer taş atılır. Aynı gün Mekke’ye dönülüp veda tavafı yapılır ve hac vazifesi tamamlanmış olur.

Hacda İhram Yasakları Nelerdir?

İhram: Haccın üç farzından birisidir. Diğerleri de Arafat’ta vakfe yapmak ve Kâbe’yi tavaf etmektir. Sözlük anlamı olarak da kendini mahrum etmek, haram kılmak, hürmet edilen zamana girmek ve saygı duymak manalarına gelir.

Terim olarak ise, hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, normal zamanlarda mubah olan fiil ve davranışları hac ve umre süresince kendi nefsine haram kılması demektir. Hac da ihram, namazda başlama tekbiri gibidir. Bilindiği gibi, namazda başlama tekbiri farzdır.

Niyet ve telbiye, ihramın rükünleridir. Bir kimse niyet etmeden ve telbiye getirmeden sadece beyaz giysi giymekle ihrama girmiş olamaz.

İhramlı olan kişilere bazı şeyler haramdır:

1-Dikili elbise giymek.

2-Erkeğin başını, kadını ise yüzünü kapatması.

3-Saçları taramak

4-Saçları tıraş etmek

5-Tırnakları kesmek.

6-Koku sürünmek

7-Avlanmak, av hayvanı öldürmek.

8-Nikâh kıymak.

9-Cinsi münasebette bulunmak.

10-Şehvetle kadına dokunmak.

Bütün bu fiillerde fidye vardır. Yalnız nikâh kıymakta fidye yoktur. Çünkü nikâh sahih olmaz. Bunlardan hiç biri haccı bozmaz.

İbni Ömer (r.a)’dan  şöyle rivayet edilmiştir: Bir adam peygamber(s.a.v)’e sordu:

– Ya Resulullah! İhrama girmek isteyen bir kimse hangi elbiseyi giyer ?

– Peygamber (s.a.v): Gömlekleri, sarıkları donları, başa giyilenleri ve mestleri(ayakkabıları) giyemez. Ancak takunya bulamayan kimse ayakkabılarının üst kısımlarını keserek(takunya şekline getirerek) giyebilir.” buyurdu. Bu iki yasak sadece erkeklere mahsustur. Kadınlar her türlü dikişli elbise giyebilir. Başını örter.

Saçları ve sakalları taramak sebebiyle kılların dökülmesine meydan verilirse haram olur.

Tırnak kesmekte kıllar gibidir. Tek bir tırnak dahi kesilse haramdır. Ancak tırnak kırılırsa ya da eziyet veriyorsa kesmek de bir sakınca olmaz.

Koku sürünmekte haramdır.

Avlanmakla ilgili yüce Allah şöyle buyuruyor:”Ey iman edenler ihramda iken avlanmayın av hayvanlarını öldürmeyin”(Maide,5-95)

Nikâh akdetmek için, Hz.Osman’dan rivayete göre peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyurmuştur:

“İhramlı iken bir kişi ne nikâhlanabilir, ne de başkasının nikâhını kıyabilir.” İhramlı olan bir kişi nikâh akdi yapar veya yaptırırsa geçersiz olur.

Cinsi münasebette bulunmak: İhramda olan bir kişinin, hangi şekilde olursa olsun cinsi münasebette bulunması haramdır. Yüce Allah Kuran’ı kerimde şöyle buyurmuştur:”İhrama girerek haccı kendisine farz kılan kimse için kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur.” (Bakara 2-197)

Şehvetle kadına dokunmak, öpmek gibi fiiller haramdır. İhramda iken tahrik edecek sözlerde haramdır.

Hacda İhram Giymek Farz Mıdır?

İhram: Hususi bir takım hürmetlere girmek, yani onları iltizam etmektir.

Hac ya da umre yapacak olan bir kişinin ilk işi ihrama girmektir. İhrama girmeden hac ya da umre yapılamaz. İhrama girmiş kişiye, ihramlı olduğu sürece muhrim denir.

Haccın şartlarından biri olan ihram, hac ya da umre yapmaya niyet eden kişinin, başka zamanlarda işlemesi günah olmayan, bazı fiil ve davranışları, belirli bir süre için kendine haram kılması ve yasaklamasıdır. Buna ihrama girme de denilir. İhrama girmenin gereklerinden biri olan ihram kıyafetine de halk arasında ihram denilmektedir.

İhrama girmenin rüknü: niyet ve telbiyedir. Bu ikisinin bir arada bulunması gerekir. Bunlar olmazsa ihrama girme gerçekleşmez. telbiye yapar niyet etmezse ihram olmaz. Ya da niyet olup da telbiye olmazsa yine olmaz. Hanefi fukahası, bu ikisinin arasının açılamayacağını, ikisinin bir arada bulunması gerektiğini esas almıştır.

Niyet: Yapılacak olan haccın kalben belirlenmesidir. Ayrıca dil ile de söylenmesi müstehaptır. Şöyle niyet edilir:

“Allah’ım hac yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve kabul eyle.”

Niyet etikten sonra ise telbiye okunur.

“ Lebbeyk allahümme lebbeyk,lebbyke la şerike lebbeyk,innel hamde ve’n-nimete leke ve’lmülk la şerike  lek.”

“ Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir. Mülkte senin. Senin hiçbir ortağın yoktur.”

Bu şekilde niyet ve telbiye getirince ihrama girilmiş olur. Fakat ihrama girmeden önce yapılması gerekli olan hususlar vardır. Bunlara da riayet edilmesi gereklidir.

İhrama girmek isteyen kimse, önce tırnaklarını keser. Saç, sakal tıraşı olur. Bıyıklarını düzeltir. Gusül abdesti alır, koltuk altı ve kasık altı kıllarını temizler. Eğer ki gusül abdesti almak mümkün değilse, normal abdest alır. Gusül abdesti temizlik amaçlı olduğu için, özel durumda olan bayanlarda gusül abdesti alırlar. Güzel koku sürünürler. Giymekte olunan kıyafetler iç ve dış çamaşırlar çıkartılır, izar ve rida adı verilen iki parça olan ihram kıyafetleri giyilir. Peygamber efendimiz de ihram kıyafetleri giyinmişti.

Bayanlar ise: normal elbise kıyafetlerini değişmezler. Başlarını örterler yüzlerini açık bırakırlar. tekbir ve telbiye getirirken seslerini yükseltmezler. Ayakkabı ve eldiven giyebilirler

İhrama girdikten sonra, iki rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta Fatiha suresi ile kafirün suresi, ikinci rekâtta ise Fatiha suresi ile ihlâs suresi okunur.

Namazı kıldıktan sonra niyet edilir, telbiye getirilir ve Kâbe’ye tavaf etmeye gidilir.

Kabe’nin Dış Ölçüleri

Kâbe: Mekke’de bulunan küp şeklinde bir ibadethanedir. İslam dininin ilk ve en kutsal mekânı olarak kabul edilir. Bu yapının etrafını çevreleyen kısım’a mescid-i haram denilir. Kur’an da Kâbe’nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından inşa edilmiş olduğu belirtilir.

Dünyanın her bölgesindeki Müslümanlar, nerede olursa olsunlar namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kâbe’nin olduğu yöne ise kıble denilir.

İslam’ın beş temel şartlarından biri olan hac esnasında Kâbe, farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en azından yılda iki defa ziyaret edilir. Bunların dışında da sünnet olan tavaflar yapılır. Tavaf, hacer-ül esved köşesinden başlayarak saat yönünün tersi bir yönde Kâbe’nin etrafında tam yedi defa yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tura ise bir şavt denir. Tavaf, umrenin şartları arasındadır. Hac esnasında en azından beş milyondan fazla hacı toplanarak, aynı anda tavaf yaparlar.

Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide mescid-i haram denilmektedir. Kâbe’nin geniş duvarı yaklaşık bir küp şeklindedir.

Kâbe’nin kuzeydoğu duvarı 12.63m.kuzeybatı duvarı 11.03 m. güneybatı duvarı 13.10 m. Güneydoğu duvarı 11.22 m. ve yüksekliği 13 metredir.

145 metre karelik bir alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında Mekke tepelerinde ki granit taşları kullanılmıştır.

KÂBE’NİN BÖLÜMLERİ

Hacer-ül esved: Kâbe’nin doğu köşesinde hacer-ül esved taşı vardır. Görünen kısmı yaklaşık 16.5×20 cm.dir. Kara parlak bir taştır.

Kâbe kapısı: Kâbe’nin doğu duvarında zeminden 2.13 metre yükseklikte bulunmaktadır.

Altınoluk veya mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış oluk.

Şadervan: Kâbe’nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacı ile yapılmış mermer koruma.

Hicr: Kâbe’nin batı duvarının önünde bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m. eninde beyaz mermerden yapılmış İsmail duvarı ya da hatim adı verilen alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.

Multezem: Kâbe’nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile hacer-ül esved arasındaki duvar kısmı. Bazı hadislerde multezemin duaların kabul edildiği, mübarek bir yer olduğu belirtilir.

Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşa esnasında İbrahim’in ayak izini bıraktığı bir mevki.

Hacer-ül esved veya şarki köşe: Doğu köşesi.

Yemani: Güney köşesi.

Şami köşe: Batı köşesi.

Iraki köşe: Kuzey köşesi.

Kâbe örtüsü veya kisve: Kabe’nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü.

Cebrail makamı: Kâbe’nin doğu duvarının önünde, kapının bulunmadığı ıraki köşesinin hemen yanında bulunan mevki.

Umre Ziyareti Nasıl Yapılır?

Umre: Belli bir zamana bağlı olmadan, usulüne uygun bir şekilde, ihrama girip, Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Safa ile Merve arasında sa’y yapmaktır. Ömürde bir defa umre yapmak sünnettir.

Umrenin farzı ikidir: İhram ve tavaf. ihram umrenin şartı, tavaf ise rüknüdür. Sa’y ve tıraş olmak ise vaciptir.

Mekke’ye mikat sınırları dışındaki yerlerden gelenler yolları üzerindeki mikatlardan birinde ihrama girerler.

İhrama girmek isteyen kişi, önce tırnaklarını keser, saç ve sakal tıraşı olur. Bıyıklarını düzeltir. Koltuk altı ve kasık altı kıllarını temizler. Gusül abdesti alır. Eğer ki gusül abdesti almak mümkün değilse, abdest alır. Gusül abdesti temizlik amaçlı olduğu için, özel durumda olan bayanlarda gusül abdesti alırlar. Sonra, normal kıyafetler çıkartılır. İç çamaşırlarda dâhil olmak üzere, erkekler iki parça olan izar ve rida adı verilen ihram kıyafetlerini giyerler. Başları açık ve ayakları çıplak olurlar. Ayakkabı ve çorap giymezler, terlik giyebilirler. Bayanlar ise sade ve renksiz olmak kaydıyla normal kıyafetlerini giyinirler. Yüzleri açık, başörtüleri ve ayak giysileri her zaman giydikleri gibidir.

İhram elbiseleri giyildikten sonra,iki rekat ihram namazı kılınır. Namazın birinci rekatında,Fatiha suresi ile kafirün suresi, ikinci rekatta ise Fatiha suresi ile ihlas suresi okunur. Namaz kıldıktan sonra umre için niyet edilir:”Allah’ım!Senin rızan için umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul eyle!.”şeklindedir. Ve telbiye getirilir:

“Lebbeyk allahümme lebbeyk, lebbeyke la şeriyke leke lebbeyk. İnnel hamde ven niğmete leke velmülk la şeriyke lek.”

“Allah’ım! Senin emri celiline her an koşmaya, her an itaate hazırım. Sana ortak yoktur. Emir ve davetine gönülden ve sadakatle icabet ederim. Şüphesiz ki hamd da nimette sana mahsustur. Mülk senindir. Senin şerikin yoktur.”

Namazdan sonra niyet edilir ve telbiye, tekbir ve tehlillerle Mekke’ye gidilir.

Mekke’de Kâbe etrafında tavaf yapılır. Tavafa, hacer-ül esved hizasından başlayarak yedi defa Kabe etrafında dönülür. Bu dönme esnasında ıztıba ve remel yapılır. Hacer-ül esvede her gelişte selam verilir.

Tavaftan sonra yer bulunduğu takdirde makam-ı İbrahim’de, yer bulunmazsa mescid-i haramın müsait bir yerinde iki rekât tavaf namazı kılınır. Bu namaz vaciptir

Tavaf namazından sonra, sa’y yapmak için safa tepesine gidilir. Safa tepesinden başlayarak safa ile Merve tepeleri arasında yedi defa şavt yapılır. Dördü gidiş, üçü dönüş olmak üzere. Safa ile Merve arasında sa’y tamamlanır.

Sa’y yaptıktan sonra ise; tıraş olunur, ihramdan çıkılır. Umre tamamlanır.

Hacerül Esved Taşı Türkiye’de Hangi Camide

Hacer-ül Esved taşı hac ve umre ziyaretinde Kâbe’de milyonlarca Müslüman kadın ve erkeğin bir kere olsun dokunup el veya yüz sürmek içim adeta yarıştığı mübarek bir taş. Bu taşı böylesine kutsal ve değerli kılan şey ise peygamber efendimizin:” Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder.” hadis-i şerifi kadar, tavaf ederken onu öpmesi nedeniyle sünnet sayılması… Tavafın başlama ve bitiş yerini tayin etmek için kullanılan hacer-ül esved, tavafın her dönüşüne başlarken öpülüyor. Kalabalıktan dolayı öpülemezse de karşıdan selamlanıyor. Bu sebepten dolayı dokunmanın bir hayli zor olduğu bu taşa aslında hiçbir zahmete girmeden dokunmak mümkün. Üstelik İstanbul ve Edirne de …

Hacer-ül esved’den kopan parçaların İstanbul, Edirne de bulunduğundan pek çok insanın haberi yok aslında. Cennet taşlarından dört tanesi Sultanahmet kadırgadaki Sokullu Mehmet Paşa Camisi’nde bulunurken, bir parçası da Süleymaniye’deki Kanuni Sultan Süleyman’ın türbesinde, diğer parçada Edirne’deki Eski Camide yer alıyor.

Bu taşlar İstanbul’a nasıl geldi? Müslümanların kutsal mekânı Kâbe’nin inşası sırasında Hz.İbrahim tarafından Ebu Kubeys dağından getirilen ve cennetten indiğine inanılan ”Hacer-ül esved taşı 4.Murat devrinde çevresi, koruma maksadıyla altın ile kaplanırken taştan birkaç parçanın kırıldığı rivayet ediliyor. İşte bu kopan parçaların kanuni sultan Süleyman devrinde İstanbul’a getirilmiş olma ihtimali yüksek. Bu taşları yerleştirme görevi ise Mimar Sinan’a nasip oluyor.

Bu kutsal taşlardan dört tanesi Sokullu Mehmet paşa camisinde bulunuyor. Etrafı altın çerçevelerle kaplı taşlardan ilki 2×3 cm büyüklüğünde ve caminin giriş kapısı üzerindeki mermerde bulunuyor. İkincisi mihrapta yer alan lafzın hemen altında ve 3×1.5 cm büyüklüğünde. Üçüncü parça ise 1.5 cm ebadında ve minber kubbesinin hemen altında bulunuyor. Mimar Sinan tarafından yerleştirilen son taş parçası ise en azından uzun boyluların dokunabileceği bir yüksekliğe yani minber kapısının üzerine konulmuş ve 1,5 cm büyüklüğünde…

Hacer-ül evsedin İstanbul’da ki son parçası ise Süleymaniye camisindeki Kanuni Sultan Süleyman’ın türbesinde. Taş, türbe giriş kapısının üstündeki saçağın altında bulunuyor. Mimar Sinan tarafından sikke biçiminde kesilerek yerleştirilen bu cennet taşı en büyük parça aynı zamanda. Tam 5 cm büyüklüğünde…

Hacer-ül esved taşının bir parçası da Edirne’de ki eski paşa camisinde bulunuyor. Camide yer alan parça, mihrabın sağ tarafında, mihrap ile minber arasında kalan kısımda bulunuyor.