Umreye Giden Hacı Olur Mu

Ziyaret etmek anlamına gelmektedir. Müslümanların Kâbe’yi ziyaret etmelerine umre denir. Ziyaret biçimi hacca benzer. Fakat hac gibi Zilhicce ayında olması gerekli değildir. Dini bir terim olarak ise umre, “belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girerek Kâbe’yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında sa’y yapmak ve tıraş olup ihramdan çıkmaktan” ibarettir.

Umre küçük hacdır. Umre yapmak isteyen kimse, mikattan ihrama girer, umre tavafı yapar, sonra da sa’y yapar ve tıraş olarak ihramdan çıkar. Umre’nin ziyaret biçimi hacca benzer. Fakat hac gibi Zilhicce ayında olması gerekli değildir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Arife ve onu izleyen kurban bayramı günleri olmak üzere yılda beş günün dışında her zaman umre yapılır.

Hac zamanı haricinde yapılan hacca umre denir. Bu görevi yerine getirene de hacı yerine mutemir ( yarı hacı) denir.

Umrenin iki farzı vardır.

1- İhram

2- Tavaf

Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür.

Umrenin vacipleri ise sa’y yapmak ve tıraş olup ihramdan çıkmaktır.

Ömürde bir defa umre yapmak sünnettir. Özellikle Ramazan ayında yapılan umrenin sevabı çok fazladır. Hz. peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “ Umre, diğer bir umre ile arasındaki günahları siler.” ve “ Ramazanda yapılan umrenin sevabı bir haccın sevabına denktir.”

Ebu Hureyre (r.a)’ın rivayet ettiğine göre, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:” Umre, ikinci bir umreye kadar yapılan (küçük) günahlar için kefarettir. Kabul olan bir hac ise, onun Cennetten başka bir karşılığı yoktur.” Cabir (r.a)’ın rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Hacılar ve umre yapanlar Allah’ın elçileridir. Dua ederlerse duaları kabul olunur, tövbe ederlerse mağfiret olunurlar.

İhram, niyet ve telbiyedir. İhrama mikat yerinden veya daha emin olmak için biraz öncesinden girilir. Umre yapmak isteyen kişi, ihrama girmek istediği zaman saçlarını kısaltır veya daha önceki âdetine göre tıraş olur, tırnaklarını keser bütün vücut temizliğini yapar, gusül abdesti ya da normal abdest alır. Rida ve izar denilen iki parçadan oluşan ihram kıyafetlerini giyer. İki rekât namaz kılar. Umreye niyet eder. Sonra Kâbe’yi tavaf eder. Safa ile Merve arasında sa’y yapar ve tıraş olarak ihramdan çıkar. Böylece umreyi tamamlar.

Umrenin Hacdan Farkları Nelerdir

İbadet maksadıyla hac mevsiminde Kâbe’yi ziyaret etmeye Hac denir. Hac mevsiminin dışında Kâbe ziyaret edilirse Umre adı verilir. Hac ibadeti İslam’ın beş temel şartından biridir. Farz-i ayn dediğimiz kuvvetli farzlardan olup, kitap ve sünnet ile sabittir.

Kitaptaki yeri Al-i İmran suresinin 97. ayetidir. Bu ayet’te Yüce Allah şöyle buyurmaktadır. “Azık ve binek yoluna gücü yeten her kimsenin o beyti hac etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın hakkıdır. Farzdır. Kim ki bu farzı tanımazsa her halde Allah’ın ihtiyacı yoktur. O bütün âlemlerden müstağnidir.”

Hac, hac ayları denilen zaman dilimi içinde yapılan bir ibadettir. Hac ayları Hicri takvim’e göre Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhicce ayının ilk on günüdür. Hac bu aylar içinde umresiz de yapılabilir, umre ile birlikte de yapılabilir. Haccın umresiz ya da umre ile birlikte yapılmasına haccın eda şekilleri denir.

Haccın zamanı, hac ayları diye isimlendirilen;”Şevval, Zilkade ve Zilhicce aylarıdır” ifadesi, “Hac belli aylardır” ( Bakara, 2/ 197) mealindeki ayetin bir açıklaması mahiyetindedir.

Hac görevi, ihrama girmek ile başlar. Bunun başlangıcı ise Şevval ayıdır. Bir kimse Şevval’de ihrama girip Zilhicce’nin 10. gününün akşamına kadar, haccın menasikini tamamlayabildiği için, bu aylara hac ayları denilmiştir.

Bu aylara hac ayları denmesinin sebebi, haccın ilk şartı olan ihramın ancak bu aylarda giyilmesinin öngörülmüş olmasıdır. Bu aylardan önce ihrama girmek, Hanefi ve Hanbelîlere göre mekruhtur. Bu konuda Buhari’nin İbn Abbas’tan rivayet ettiği şu hadis-i şerif Âlimlerin bu görüşlerinde etkili olmuştur. “Hac ayları dışında ihrama girmemek sünnettendir.”(Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami,3/64-65)

Şafiilere göre ise, hac ayları dışında alınan söz konusu ihram hac için değil, umre için geçerli olur. Çünkü “Hac belli aylardır” ayeti, hac için belirlenmiş aylar dışında ihrama girilemeyeceğini ifade etmektedir.

Umre, belirli bir vakte bağlı olmaksızın, usulüne göre ihrama girdikten sonra tavaf ederek Kâbe’yi ziyaret etmek ve diğer bazı dini görevleri yerine getirmek suretiyle yapılan ibadettir.

HAC İLE UMRE ARASINDAKİ FARKLAR

  1. Umre’nin belirli bir vakti yoktur.
  2. Umre’nin Arafat ve Müzdelife vakfeleri yoktur.
  3. Umre’de Cem-i Takdim ve Cem-i Tehir yoktur.
  4. Umre’de şeytan taşlama yoktur.
  5. Umre’de Kudüm Tavafı ve Veda Tavafı yoktur.
  6. Umre’de kurban kesmek yoktur.

Rüyada Kabe’yi Tavaf Etmek Ne Demek

RÜYADA TAVAF ETMEK: Rüyada tavaf etmek hayra, iyiye, güzele ve doğruya işaret edilir. Allah’ın rüya sahibi için her daim hakkında hayırlısını vereceğine, dualarını, tövbelerini ve dileklerini kabul edeceğine, onu dünyanın nimetleri ve zenginliği ile mükâfatlandıracağına alamet edilir. Bu rüya, ölecek ve kendisinden tamamıyla ümit kesilmiş yatalak bir hastanın iyileşmesine ve ayaklanmasına, çocuk sahibi olmayan kişinin çocuğa kavuşmasına ve mucize gibi gelişmelerin meydana gelmesine ve buna benzer birden çok hayırlı, kısmetli ve bereketli duaların kabul olacağına işarettir.

RÜYADA KABEYİ TAVAF ETMEK: Bir kişi Kâbe’yi tavaf ettiğini görürse o kişi Allah’ın her türlü lütfü ile karşılaşır ve ona el açıp ettiği tüm duaların da kabul olduğunu görür diye ifade edilir. Ağız tadına, keyfe, bolluğa, berekete ve zenginliğe kavuşmaya, işleri yoluna koymaya ve kıskanılır bir hayatın olacağına işaret edilir. Rüya sahibi almış olduğu hayır ve dualar sayesinde tüm hayatı boyunca mutlu olacak tüm dilekleri Allah katında kabul görecek ve birden çok hayırlı haberlere erecektir.

RÜYADA TAVAF EDENLERİ GÖRMEK: İki şekilde tabir edilir. Rüya sahibi kişilerin tavafı tamamlamayı başardıklarını görürse bu hayır olarak yorumlanır ve dini anlamda güçlenmeye, güzelleşmeye ve olgunlaşmaya işaret eder. Eğer rüya sahibi tavaf eden kişilerin tavafını tamamlamayı başaramadığını görürse o halde bu da kişinin sünneti terk edeceğine yorumlanır.

RÜYADA ADAK GÖRMEK: Rüya sahibinin iyi niyetler ve iyi dilekler taşıdığına fakat karşısına her zaman kendisi gibi iyi kalpli kimselerin çıkmayacağına delalet eder. Rüyada adak görmek kötü bir rüya değildir, fakat rüya sahibinin her zaman şansının yaver gitmeyeceğini, bazen kaderin cilveleri ile karşılaşacağını ve hayal kırıklığı yaşayacağına tabir edilir. Rüyayı gören kişinin en büyük çıkmazının yanlış kişilere umut bağlamasıdır ve bu kişiler kendisini hep yarı yolda bırakacaklardır diye tabir edilir.

RÜYADA BEYTULLAHI GÖRMEK: Günahların affına vesile olacak bir hayrın işlendiğine yorumlanır. Her türlü korku ve endişeden kurtuluşa ereceğine, rüyayı gören kimsenin anne ve babasından miras kalacağına ve dini ilimleri tahsil edeceğine yorumlanır.

Rüyada Kabe’yi Tavaf Etmek Ne Anlama Gelir

Rüyada Kâbe’yi usulüne uygun olarak görmek, yoksulluktan sıkıntıdan ve cehennem azabından kurtulmaya, hürriyetine kavuşmaya, mal ve servet artışına, makam sahibi olmaya, Müslüman önderlerin emirlerine uymaya veya tövbe etmeye işarettir.

Rüyada hacca gidip Kâbe’yi tavaf ettiğini görmek, dinde istikamet üzere olmaya, sevap işlemeye, korkularından kurtulmaya, borcunu ödemeye, herkesin hakkına saygı göstermeye veya devlet başkanına bağlı bir göreve getirilmeye işarettir.

Rüyada Kâbe’yi tavaf etiğini görmek, adak ve yemin kefaretine de işaret eder.

Rüyada Kâbe’yi usulüne uygun olarak tavaf etmediğini görmek, ibadetleri yerine getirmekte tembel davranmaya işarettir.

Rüyada insanların Kâbe’yi tavaf ettiklerini görmek, halkın dindar ve doğru yol üzerinde olmasına işarettir.

Başladığı tavafı bitiremediğini görmek, dini emir ve yasaklara ilgisiz kalmaya ve günah işlemeye işarettir.

Rüyada halkı tavafa davet ettiğini veya tavaf eden Müslümanlara başkanlık ettiğini görmek, İslam dinine büyük bir hizmette bulunmaya işarettir.

Rüyada halkın tavafına engel olduğunu veya usulünce tavaf edilmesini engellediğini görmek, bidat çıkarmaya (dinin aslında olmayan şeyleri yapmaya) işarettir.

Rüyada devlet başkanı veya üst düzey yöneticilerin halkı tavafa teşvik ettiklerini görmek, devletin dine hizmet etmesine ve Müslümanların zaferine işarettir.

Tavaf sırasında Kâbe çevresinde yürüdüğünü görmek, çoluk çocuğun rızkı için çalışmaya da işaret eder.

Hamile bir kadın rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, hayırlı bir evlat sahibi olur.

Yaşlı bir kimse Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, hayırlı bir akıbeti olur.

Hasta bir kimse rüyada Kâbe’yi tavaf etiğini görse, sağlığına kavuşur.

Bekâr bir kimse rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, evlenir.

Kâbe’yi tavaf etme rüyası; herkes için hayır ve saadet habercisidir.

Rüyada tavaf etmek; hayıra, iyiye, güzele ve doğruya işaret edilir. Allah’ın rüya sahibi için her daim hakkında hayırlısının vereceğine, dualarını, tövbelerini ve dileklerini kabul edeceğini, onu dünyanın nimetleri ve zenginliği ile mükâfatlandıracağına alamet edilir. Bu rüya, ölecek ve kendisinden tamamen ümit kesilmiş yatalak bir hastanın iyileşmesine ve ayaklanmasına, çocuk sahibi olmayan kişinin çocuğa kavuşmasına ve mucize gibi gelişmelerin meydana gelmesine ve buna benzer birden çok hayırlı kısmetli bereketli duaların kabul olacağına işarettir.

Rüyada Kabe’yi Tavaf Edenleri Görmek

Rüyada Kâbe’yi usulüne uygun olarak görmek, yoksulluktan sıkıntıdan ve cehennem azabından kurtulmaya, hürriyetine kavuşmaya, mal ve servet artışına, makam sahibi olmaya, Müslüman önderlerin emirlerine uymaya veya tövbe etmeye işarettir.

Rüyada hacca gidip Kâbe’yi tavaf ettiğini görmek, dinde istikamet üzere olmaya, sevap işlemeye, korkularından kurtulmaya, borcunu ödemeye, herkesin hakkına saygı göstermeye veya devlet başkanına bağlı bir göreve getirilmeye işarettir.

Rüyada Kâbe’yi tavaf etiğini görmek, adak ve yemin kefaretine de işaret eder.

Rüyada Kâbe’yi usulüne uygun olarak tavaf etmediğini görmek, ibadetleri yerine getirmekte tembel davranmaya işarettir.

Rüyada insanların Kâbe’yi tavaf ettiklerini görmek, halkın dindar ve doğru yol üzerinde olmasına işarettir.

Başladığı tavafı bitiremediğini görmek, dini emir ve yasaklara ilgisiz kalmaya ve günah işlemeye işarettir.

Rüyada halkı tavafa davet ettiğini veya tavaf eden Müslümanlara başkanlık ettiğini görmek, İslam dinine büyük bir hizmette bulunmaya işarettir.

Rüyada halkın tavafına engel olduğunu veya usulünce tavaf edilmesini engellediğini görmek, bidat çıkarmaya (dinin aslında olmayan şeyleri yapmaya) işarettir.

Rüyada devlet başkanı veya üst düzey yöneticilerin halkı tavafa teşvik ettiklerini görmek, devletin dine hizmet etmesine ve Müslümanların zaferine işarettir.

Tavaf sırasında Kâbe çevresinde yürüdüğünü görmek, çoluk çocuğun rızkı için çalışmaya da işaret eder.

Hamile bir kadın rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, hayırlı bir evlat sahibi olur.

Yaşlı bir kimse Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, hayırlı bir akıbeti olur.

Hasta bir kimse rüyada Kâbe’yi tavaf etiğini görse, sağlığına kavuşur.

Bekâr bir kimse rüyada Kâbe’yi tavaf ettiğini görse, evlenir.

Kâbe’yi tavaf etme rüyası; herkes için hayır ve saadet habercisidir.

Rüyada tavaf etmek; hayıra, iyiye, güzele ve doğruya işaret edilir. Allah’ın rüya sahibi için her daim hakkında hayırlısının vereceğine, dualarını, tövbelerini ve dileklerini kabul edeceğini, onu dünyanın nimetleri ve zenginliği ile mükâfatlandıracağına alamet edilir. Bu rüya, ölecek ve kendisinden tamamen ümit kesilmiş yatalak bir hastanın iyileşmesine ve ayaklanmasına, çocuk sahibi olmayan kişinin çocuğa kavuşmasına ve mucize gibi gelişmelerin meydana gelmesine ve buna benzer birden çok hayırlı kısmetli bereketli duaların kabul olacağına işarettir.

Rüyada Kabe’ye El Sürmek

Rüyada Kâbe’ye elini sürmek; Höşgörülü yaşlı adama, rızkın kazançlı olacağına, zorluk çekmeden kazanılan mala, tez zamanda duyulacak iyi havadis öğrenmeye, arkadaşlarıyla muhabbete, şana ulaşmaya, kazançlı günlere, getirili yatırımlar yapacağına, maddi külfeti bulunan tanımadığı birinden uzak durulacağına, içten davranan yaşlı insana, finansal yükü bulunan insandan kendini kurtarmaya delalet eder. Olumsuz anlamda, hilekâr yabancıya, fena huylu kimse tarafından zarar görmeye, hilekâr bir kimseye, kötü huylu bir düşman eliyle zarar görmeye delalet eder. Rüyada Kâbe’ye elini sürmek için kimi zaman da rüya ilmiyle ilgilenenler şöyle dediler; Bu rüya zorlukların sonrasında elde ettiği huzura, mağlubiyetten sonra düşlediği nimete, zahmetle birlikte kazandığı beceriye, bir kişiden yardım isteyerek umduğu daha sağlıklı bir hayata ve zahmet çekerek umduğu galibiyete delalet eder.

Rüyada Kâbe görmek; şerlerden sakınmaya, hayırlı amellere, evlenmeye, emniyet ve güvene, hacca gitmeye, kuran ve sünnete; kendisine uyularak hidayet bulunan Salih ebeveyne, gerçek âlim, evliya ve müride yahut cennete delalettir. Kâbe de namaz kılmak yönetimden iyilik görmeye, düşmanın şerrinden emin olmaya, Kâbe’ye bakmak esenlik ve huzura, onun bir duvarının yıkıldığını görmek dini bir önderin vefatına, Kâbe’yi adabına uygun olarak tavaf ettiğini görmek farz ibadetlerini hakkıyla yerine getirmektir. Sözünün gereğini yerine getirmeye, kabede yanlış ve uygunsuz bir iş yaptığını görmek sünnetlere aykırı hareket etmeye, Kâbe’nin kendi evine yahut başka yere geldiğini görmek o ev ve yer için sürekli itibar, şeref ve devlete, onun harap olduğunu görmek namazı terk etmeye delildir. Yahut adabına uymaksızın namaz kılmaya, Kâbe’ye doğru yöneldiğini görmek din ve dünyasını ıslah ile hayra ve esenliğe ulaşmaya, Kâbe bazen mevsimlere, kentin geniş sokak ve caddelerine, birliktelikleri hayır olan topluluklara delalet eder. Kişi bütün sıkıntılardan kurtulur. Onun için huzurlu, yeni bir zaman bağlayacaktır. Çok iyi bir rüyadır.

Rüyada Kâbe’yi görmek, devlet başkanı, devlet büyükleri, hâkim, evlenmek, Kâbe’yi ziyaret etmekle yorumlanır. Kâbe içinde namaz kıldığını görmek, devlet büyüklerinden birine yakın olur. Düşmanından kurtulur. Kâbe’ye girdiğini görmek, bir devlet büyüğünün makamına girmekle yorumlanır. Kâbe’den bir haber aldığını görmek, hükümetten işine dair bir haber alacağına, Kâbe’nin duvarlarından birinin yıkıldığını görmek, devlet büyüklerinden birinin ölümüne delalet eder.

Nur Dağı Mekke

Nur Dağı, Mekke’de bir dağdır. Hz. Muhammed’in (s.a.s) evine bir kilometre uzaklıktadır.

Hz. Muhammed (s.a.s)’e ilk vahiy nur dağının tepesinde bulunan hira mağarasında gelmiştir. Nurdağı kendisini çevreleyen dağlar arasında uzaktan fark edilmekte olup, özel bir yapı arz eder. Bu tepeye neden nur denildiği bilinmiyor. Mekke’den Mina’ya gidilen yolun yakınındadır. Hacılar Mina’da birkaç gün geçirirler. O dönemde tatbik edilen bir âdete göre, yolunu kaybedenlere yardım için bu dağın tepesinde ateş yakılmış olması mümkündür. (m.hamidullah,İslam peygamberi,64-65).

Cebel-i nur ve onun üzerinde bulunan hıra mağarası Hz. Muhammed (s.a.s)’e inen, insanlara ilim ve medeniyet yolunu gösteren ilk vahiye beşiklik yapmıştır:”yaratan Rabbinin adıyla oku. O,insanı alakdan (kan pıhtısından) yarattı. Oku, rabbin en büyük kerem sahibidir. O, (insana) kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” (el-alak, 96/1-5) ayetleri burada inmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.s) kendisine peygamberlik gelmeden önce de putperestlikten nefret ederdi. Ramazan ayı gelince erzakını alır, cebel-i nur’daki hıra mağarasına çekilir, orada günlerce kalarak tefekküre dalardı. Bundan büyük bir zevk alır ve manevi teselli bulurdu. Cebel-i Nur üzerinde bulunan ve günümüzde de varlığını koruyan hıra mağarası ancak bir insanın ayakta durabileceği kadar yükseklikte ve yatabileceği kadar uzunluktadır.

HİRA MAĞARASI: Peygamber efendimiz (s.a.s)’e ilk vahyin nazil olduğu mağaradır.

hira aslında, Mekke’nin üç mil kuzeydoğusunda bir dağın adı olup bu dağdaki bir mağarada peygamber efendimize ilk vahyin gelmesiyle İslam tarihinde meşhur olmuştur. İlk vahyin geldiği mekân oluşu sebebiyle bu dağa “cebelü’n-nur (nur dağı)” adı da verilir.

Peygamber efendimiz, risalet görevinin kendisine verilmesinden önce, özellikle 35 yaşından sonra Mekke’nin şirk, ahlaksızlık, haksızlık ve zülüm dolu havasından ayrılarak çok defalar bu mağaraya gidip uzlete çekiliyordu. Hıra mağarasında kendisini Allah’a vererek o’nun varlığını, birliğini, kudret ve azametini, insanların aczini ve Allah’a olan ihtiyaçlarını, ama buna karşılık onların isyanını, ahlaksız ve sapıklıklarını tefekkür ederek cenabı Hakk’a ubudiyette bulunuyordu. İşte bu şekilde hak Teâlâ’ya kullukta bulunduğu anlardan birisinde kırk yaşında iken bu mağarada o’na ilk vahiy indirildi ve peygamberlik verildi.

Hıra dağında kuraklık sebebiyle hemen hiç ağaç mevcut değildir. Sadece az sayıda dikenli çalılar vardır. Hıra mağarası bugünde hacıların ziyaret ettikleri yerlerdendir.

Hacla Umrenin Farkı

Hac ve umre kutsal topraklar adı verilen Kâbe’yi ziyaret ederek rükünlerini yerine getirmek için yapılan ibadetlerdir. İkisinin de aynı yeri ziyaret etmek ve ibadette bulunmak şeklinde benzerlikleri bulunsa da hac ve umre çoğu zaman insanlar tarafından karıştırıldığı gibi umre yapan kişilerin hacca gitmiş gibi olacağı kanısı da yaygın olan görüşlerdendir. Ancak bu görüşler tamamen yanlıştır. Hac ve umre arasında çeşitli farklılıklar vardır ve hac farz olan bir ibadet olarak İslam dinini şartlarından biri iken umre ise müekked sünnettir.

HAC VE UMRE ARASINDAKİ BENZERLİKLER

  1. “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın.” ( Bakara Suresi, 196). Bu ayeti kerime’ye göre hac ve umre tamamlanması gereken ibadetlerdendir.
  2. Hac ve umre için Kâbe’ye gitmek şarttır.

HAC İLE UMRE ARASINDAKİ ŞER’İ FARKLAR

  1. Hac belirli zamanlarda yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin ilk on gününe kadar hac ibadeti yapılabilir. Ancak umre ibadeti için böyle bir sınırlama yoktur. Umre yılın her vakti yerine getirilebilir. Hatta hac zamanı da umre yapılabilir. Temettu ve Kıran haccında umre de yapılabilir.
  1. Haccın rükünlerinden biri Arafat vakfe’sidir. Ancak umre’nin rükünleri arasında böyle bir rükün yoktur. Hacda yapılan Müzdelife vakfesi de umre de yapılmayan rükünlerdendir.
  1. Hacda cem-i takdim vardır. Cem-i takdim öne çekerek birleştirmek anlamına gelir. Öğle namazı vaktinde ikindi namazı öne çekilerek kılınmasına cem-i takdim denilir. Umre’de cem-i takdim yapılmaz.
  1. Cem-i tehir namazın birini geciktirerek diğer namaz ile birlikte kılmaktır. Hacda ise akşam namazı geciktirilir ve yatsı namazı vakti girdiğinde kılınabilir. Umre’de ise cem-i tehir yoktur.
  1. Şeytan taşlama vazifesi haccın rükünlerindendir. Bunun dışında umre’de şeytan taşlanmaz. Çünkü şeytan taşlama Mina’da kurban bayramının birinci, ikinci, üçüncü ve bazı durumlarda dördüncü günü yapılabilir. Kurban bayramı günü yerine getirilecek olan bu ibadet nedeniyle umre’de yapılması mümkün değildir.
  1. Hacda kurban kesme ibadeti vardır. Umre’de ise kurban kesilmez. Çünkü umre’nin rükünleri arasında kurban kesme ibadetinin olması için kurban bayramı gibi belirli bir zamanın olmaması gerekir.
  1. Umre’de hacda olduğu gibi Veda tavafı ve Kudüm tavafı yoktur.

Hacerül Esved Taşı Nerdedir ve Nereden Gelmiştir

Kâbe-i muazzamanın doğu köşesinde bir buçuk metre kadar yükseklikte bulunan ve cennet yakutlarından olan parlak, siyah taş…

İbrahim aleyhisselam ile oğlu İsmail aleyhisselam’ın birlikte Kâbe’yi inşa ettikleri sırada, melekler taş getirerek İsmail aleyhisselam’a yardım ettiler. Sıra hacer-ül esved’e gelince, İbrahim aleyhisselam; “Ey İsmail iyi bir taş getir ki hacılara işaret olsun” buyurdu. İsmail aleyhisselam bir taş getirdi. İbrahim aleyhisselam;”bundan daha iyi bir taş getir” buyurunca; Ebu Kubeys dağından; “Cebrail aleyhisselam, tufanda bana bir taş emanet etti. Gel onu al” diye bir ses işitti. Bunun üzerine hacer-ül esved taşı Ebu Kubeys dağından alınıp, Kâbe’deki yerine yerleştirildi. (azraki)

Kâbe’nin doğu köşesinde bir buçuk metre kadar yükseklikte bulunan ve cennet yakutlarından olan parlak siyah taş, lügatte, hacer”taş” ve esved de “siyah” demektir. Kâbe, Müslümanların namazda kıblesi olup, hac emrini yerine getirmek için ziyaret edilmesi şart olan bir mescittir. Hacda, Kâbe’nin etrafında dönerek ziyaret etmeye tavaf denir. Tavafa hacer-ül esved’den başlamak ve bitirmek haccın sünnetidir.

Rivayete göre Âdem aleyhisselam Cennet’ten dünyaya indirilince, Meleklerin seslerini ve tespihlerini (zikirlerini) işitemez olmuştu. Bu halinden yakınarak, Allahu Teâlâ’ya yalvardı. Allahu Teâlâ, melekler vasıtasıyla bir beyt indirdi. Bu beyt, Cennet yakutlarından bir yakut olup, parıl parıl parlıyordu. İndirilen bu beyt’in biri doğu, diğeri batı olmak üzere iki kapısı vardı. Üzerinde cennet’ten kandiller bulunuyordu. O hane, bugün Kâbe’nin bulunduğu yere indirilmiştir. Allahu Teâlâ; ”Ey Âdem, senin için bir hane (ev) gönderdim. Arşım etrafını tavaf ettiğin gibi, bunun etrafını da tavaf eyle. Arşın etrafında namaz kıldığın gibi, bunun etrafında da namaz kıl.” buyurdu. Hacer-ül esved’i de bu beytle beraber gönderdi. Bu taş, yeryüzüne ilk indirildiğinde beyazdı. Cahiliyet döneminde, günahkâr kişilerin ve hayızlı kadınların dokunmasıyla siyah oldu ve bundan dolayı da ismine hacer-ül esved (siyah taş) dendi.

Tufan olacağı zaman Allahu Teâlâ Cebrail aleyhisselama hacer-ül esved’i Ebu kubeys dağında saklamasını ve tufandan kurtulmasını emretti. İbrahim aleyhisselam’a Kâbe’yi yapmaları emri verilince oğlu İsmail aleyhisselam ile beraber çeşitli dağlardan taş getirerek yaptılar. Bu arada Ebu kubeys dağındaki hacer-ül esved’i İbrahim aleyhisselam aldı ve yerine koydu.

Hacer-ül esved taşı asırlardan beri Müslümanların hürmet ve tazim gösterdiği mukaddes bir taştır.

Hacda Ziyaret Edilen Yerler Nelerdir

MEKKE

MESCİD-İ HARAM: Yeryüzünde ilk ibadet yeri olan Kâbe-i Muazzama’nın etrafında sonradan yapılan caminin adıdır.

KÂBE-İ MUAZZAMA: Mekke şehrinde bulunan ve “Beytullah-Allah’ın evi” diye adlandırılan kutsal binadır. Yeryüzünde kurulan ilk ve en önemli evdir.

PEYGEMBER EFENDİMİZİN DOĞDUĞU EV: Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed(s.a.v)’in Mekke’nin doğusunda doğduğu evdir.

CENNET-ÜL MUALLA MEZARLIĞI: Mekke’deki kabristanın ismidir. Peygamber efendimizin ilk ailesi Hz. Hatice validemiz ve bazı sahabeler bu kabristan da bulunurlar.

HİRA DAĞI: Mekke-i Mükerreme ile Mina arasında bulunan bir dağdır. Hira dağı ilk vahyin geldiği yerdir.

SEVR DAĞI: Kâbe’nin güneyinde bulunan, peygamber efendimizle Hz. Ebu Bekir’in Mekke’den Medine’ye hicretleri esnasında gizlendikleri mağaranın bulunduğu dağdır.

ARAFAT: Mekke-i mükerreme’nin doğusunda bulunan bir ovadır. Kurban bayramından bir gün önce haccın farzlarından olan vakfe bu ovada ve cebel-i rahme arasında yapılır.

MÜZDELİFE: Arafat ile mina arasında bulunan bir bölgenin adıdır. Mina’da şeytana atılacak olan taşlar buradan toplanır.

MİNA: Hac ibadeti esnasında kurban kesilen ve şeytan taşlamak için gidilen yerdir.

MESCİD-İ CİN: Cin süresinin indiği yerde inşa edilmiş olan mescittir. Peygamberimiz(s.a.v) efendimiz birkaç defa cinlerle burada görüşüp, namaz kıldırmıştır.

MEDİNE

MESCİD-İ NEBEVİ: Peygamber efendimizin yaptırıp namaz kıldırdığı bir mescittir. Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde” mescidimde kılınan bir namaz, mescid-i haram hariç başka mescitlerde kılınan bin namazdan hayırlıdır.”buyurmuşlardır.

RAVZA-İ MUTAHHARA: Mescid-i Nebi içerisinde, Peygamberimizin kabr-i şerifi ile mescidin o zaman ki minberi arasındaki yerdir.

CENNET-ÜL BAKİ: Medine-i Münevverinin mezarlığıdır.

UHUD ŞEHİTLİĞİ: Peygamberimizin amcası Hz. Hamza ve 70 sahabenin kabirleri burada bulunmaktadır.

KUBA MESCİDİ: İslam âleminde cemaatle kılınmak için yapılan ilk mescittir.

YEDİ MESCİTLER: Hendek savaşının yapıldığı bu yere yedi mescit yapılmıştır.

MESCİD-İ EBU BEKİR: Mescid-i Nebi’ye yakın olup giriş kapısı üzerinde Osmanlı tuğrası vardır.

MESCİD-İ ÖMER: Hz.Ömer’in evi olup, devlet reisliğini bu mescidin olduğu evinden yapmıştır.

MESCİD-İ OSMAN: Peygamber efendimiz(s.a.v)’in mescidinin kıble tarafında bulunmaktadır.

MESCİD-İ ALİ: Peygamber efendimiz(s.a.v)’in bayram namazlarını kıldırdığı yerlerden biridir.

MESCİD-İ KIBLETEYN: Kıble olarak Kâbe’ye ilk defa yönelin en mescittir. İki kıbleli mescitte denilir.

CUMA MESCİD-İ: Peygamberimizin ilk defa Cuma namazı kıldığı mescittir.

GAMAME MESCİD-İ: Peygamber efendimiz(s.a.v)’in yağmur isteme namazı kıldığı ve yağmur yağmaya başladığı bölgede yapılan mescittir.