Medine’de Görülebilecek Yerler – Tren istasyonu ve Amberiye Mescidi

DSC04492

Medine Tren İstasyonu:

Daha önceki yazılarımızda ecdadımızın kutsal topraklara verdiği önemden bahsetmiştik. Sultan 2. Abdulhamit döneminde yaptırılan Medine tren istasyonu da verilen bu önemin göstergelerinden biridir.
Peygamber efendimiz (sallahlahu aleyhi vesellem)’in kabrine yürüme mesafesinde bulunan bu istasyon, peygamberimizi rahatsız etmemek için Medine’nin girişine inşa ettirilmiştir. Demir yolu ve istasyon inşaatında sadece Müslüman işçilerin çalışmasına özen gösterilmiştir.
Ayrıca yine efendimizin rahatsız edilmemesi maksadıyla tren yolunun Medine’ye giren raylarına keçe döşendiği rivayet edilir.
Ne acıdır ki bu istasyon sadece 9 yıl hizmet verebilmiş ve sonrasında İngiliz’lerin işgali sonucu Osmanlı’nın elinden çıkmıştır. Tren istasyonunun İngiliz’lerin eline geçmesi ile birlikte raylar da sökülmüştür. Bu nedenle şuan istasyona bağlı herhangi bir tren seferi bulunmamaktadır.

Amberiye Mescidi:

Sultan 2. Abdulhamit tarafından tren istasyonunun hemen yanına yaptırılmıştır. İsminin Amberiye olmasının nedeni şöyle anlatılır;

Abdulhamit Han tren yolunun inşaatından sonra her sene hac zamanında hacıların kolaylıkla ulaşım sağlayabilmesi için tren seferi düzenlenmesi talimatını verir. İlk tren seferinde kendisi devlet idaresinde olduğu için sefere katılamaz ve kendi yerine vezirinin hacca gitmesini, gittiğinde Peygamber efendimiz (sallahlahu aleyhi vesellem)’e selamını götürmesini ve onun kabrinden bir tutam toprak getirmesini istemiştir.

Padişah’ın isteği üzerine vezir tren yolu ile hacca gider ve haccını tamamlar. Ancak ne var ki Peygamber efendimiz (sallahlahu aleyhi vesellem)’in kabrinden bir parça toprak almayı unutur. Tam tren istasyonuna geldiğinde padişahın isteği aklına gelir. Tren kalkacağı için de geri dönüp toprak alacak kadar vakit kalmamıştır. “Nasıl olsa padişah anlamaz” diye düşünerek tren istasyonunun karşısında bulunan bu mescidin bahçesinden bir tutam toprak alır ve yola çıkar.

Vezir Padişah’ın yanına geldiğinde Abdulhamit han vezire haccının nasıl geçtiğini ve efendimizin toprak getirip getirmediğini sorar. Vezir de yanında getirdiği toprağı çıkararak padişaha verir. Abdulhamit han heyecanla toprağın içinde bulunduğu bezi açar ve koklar. Sonrasında ise vezirine dönerek; “Bu toprak efendimizin kabrinden gelmiş olsaydı misk kokardı, oysa şimdi amber kokuyor” der. Bunun üzerine vezir mecburen toprak almayı unuttuğunu ve istasyonun karşısına yaptırılan caminin bahçesinden aldığını anlatır. Bunun üzerine padişah “Bizim mescid amber mi kokuyor? Öyleyse adı Amberiye mescidi olsun.” der ve mescid daha sonra bu isim ile anılır.

 

Benzer Konular: