Kabe Arabistan’ın Hangi Şehrindedir?

Kâbe: Suudi Arabistan’ın Mekke şehrindedir.

Mekke’de, İslam âleminde kıble kabul edilen kutsal bir yapıdır. Harem-i şerif diye anılan büyük caminin avlusunun ortasındadır. İki kenarı 12,öteki iki kenarı 10,yüksekliği de 15 metredir. Mekke’nin çevresinden getirilen siyah taşlarla yapılmıştır. Tek kapısı vardır. Ve içi tek odadan ibarettir. Odada damı tutan üç direk bulunur. Ayrıca dama çıkmak için bir merdiveni vardır. Odanın duvarları mermerle kaplıdır. İçeride çeşitli altın, gümüş kandiller vardır.

Dışarıda kapıya yakın bir yerde, yerden 1,5 metre yüksekte hacer-ül esved adı verilen kutsal bir taş bulunur. Bu taşın biraz ötesinde de hacer-i es’ad taşı vardır. Kâbe’nin üstü her yıl değişen siyah bir örtüyle kaplanır. Yere kadar inen bu örtünün üzerine kelime-i şahadet işlidir. Örtünün üst yarısında bulunan altın şeridin üzerinde de Kur’an sureleri yazılıdır.

Kâbe’nin hazreti İbrahim tarafından temelleri atıldığı ve yeryüzünde kurulmuş ilk kutsal yapı olduğu Kuran’da yazılıdır. Kur’an Hazreti İbrahim’in, Tanrı’nın iradesiyle, insanlara haccı emrettiğini de yazar. Hazreti Muhammed’in(s.a.v) hicri 8. yılda Kâbe’yi fethinden sonra hac başlamıştır. Yapılan törenlere putperestler alınmamış, burası tam bir Müslüman yeri olmuştur.

Bu yapının etrafında Mescid-i Haram bulunur. Kur’anda Kâbe’nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından inşa edilmiş olduğu belirtilir. Dünyadaki bütün Müslümanlar nerede olursa olsunlar, namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kâbe’nin olduğu yöne kıble denir. İslam’ın beş şartından biri olan hac sırasında Kabe; farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en az iki kere tavaf edilir. Bunların dışındaki tavaflar ise sünnettir.

Tavaf saat yönünün tersine bir yönde hacer-ül esved köşesinden başlayarak Kâbe’nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Hac sırasında milyonlarca hacı toplanarak aynı gün tavaf yaparlar.

Kâbe’nin M.Ö. 800’de inşa edildiği tahmin edilmektedir. Putperestlerin ve paganların putlarının bulunduğu bir yapıydı. Birçok put ile birlikte İbrahim, İsmail, İsa ve Meryem’in figürlerinin de yer aldığı kaydedilmiştir. İslam dininin peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)  Kâbe’de köklü değişikliklere gitmiş ve put sayılmayan hacer-ül evsedin dışındaki bütün putları kaldırmıştır. Kur’anda İbrahim ve oğlu İsmail peygamber tarafından Kâbe’nin temellerinin yükseltildiği yazılıdır.

Kâbe tarih boyunca birçok değişikliklere uğramıştır. Bazen bütünüyle yenilenmiş bazı zamanlarda çeşitli felaketler uğramış ve tamirler görmüştür.

Kabe Nerededir?

Kâbe: Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde mescid-i haram’ın yaklaşık olarak merkezinde bulunan kutsal bir yapı.

Müslümanlarca dünya üzerinde ki en kutsal mekân olarak kabul edilmektedir. Müslümanlar namaz kılarken yüzlerini Kâbe’ye yöneltirler. Ölüler yüzleri Kâbe’den geçen meridyene bakacak şekilde gömülür. Kâbe, hac ibadeti için her yıl milyonlarca Müslüman tarafından ziyaret edilir.

M.Ö.800 de inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kabe, putperestlerin ve paganların putlarının bulunduğu bir yapıydı.

İslam dininin peygamberi Hz. Muhammed(s.a.v) Kâbe’de köklü değişikliklere gitmiş ve put sayılmayan hacer-ül esved’in dışındaki bütün putları kaldırmıştır. İslam’da Kâbe’nin ilk olarak Adem(a.s) tarafından yapıldığına, ancak ondan geriye sadece temellerinin ayakta kaldığına inanılır.

İbrahim, İsmail ile birlikte Kâbe’nin temellerini yükseltiyor.”Ey rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin.” diyorlardı.(Bakara suresi 127.ayet)

İslamiyet’ten önce de Araplar tarafından kutsal sayılan Kâbe’de 360 tane put bulunuyordu. Bunların en büyüğü al-ilahi idi ve güneşle evliydi. Üç tanede kızları vardı. Mekke’nin fethinden sonra putlar atılmıştır.

Kâbe tarih boyunca birçok değişikliklere maruz kalmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da tamamen yıkılmış, çeşitli felaketlere maruz kalmış ve sonunda inşa çalışmaları yapılmış bugünkü durumuna gelmiştir. Günümüzde Kâbe’yi barındıran mescid-i haram toplam 361.000 Metrekarelik bir alanı kapsamaktadır.

Kâbe’yi ilk inşa edenin Hz. İbrahim olduğu iddia edilir. Yapı olarak 145 metrekarelik bir alana sahiptir. Yüksekliği 16 metredir. 630 yılında yüksekliğinin bundan daha az olduğunu Mekke’nin fethi günü Hz. Muhammed’in damadı Ali bin Ebu talibi omuzlarına çıkarıp onun da Kâbe’nin üzerindeki putları aşağı indirip kırdığına dair rivayet edilen hadis’ten anlıyoruz.

Yezit ve Abdullah bin Zübeyir savaşında Kâbe, mancınık atışından isabet alarak yıkılmış ve yanmıştı. Abdullah bin Zübeyir Kâbe’yi yıkıp yeniden inşa etti. Mervan döneminde ise Kâbe eski durumuna getirildi.

Yeryüzündeki bütün Müslümanlar, nerede olursa olsunlar namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kâbe’nin olduğu yöne kıble denir. İslamın beş şartından bir olan hac esnasında Kâbe, farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en az iki defa tavaf yapılır. Bunların dışında ise sünnet olan tavaflar vardır. Tavaf saat yönünün tersine bir yönde hacer-ül esved hizasından başlanarak Kâbe’nin etrafında yedi defa dönmektir. Hac esnasında milyonlarca Müslüman aynı anda Kâbe’yi tavaf ederler.

Kabe’nin Yüksekliği Uzunluğu ve Genişliği

Kâbe: Mekke’de bulunan, İslam dininin ilk ve en kutsal mekânı olarak kabul edilir. Kuran’da Kâbe’nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından revaklarıyla inşa edilmiş olduğu belirtilir.

Dünyanın her bölgesinde bulunan Müslümanlar, nerede olursa olsunlar namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kabe’nin olduğu yöne kıble denir. İslamın beş temel şartından biri olan hac esnasında, kabe; farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en az iki defa tavaf edilir. Bunların dışında ki tavaflar ise sünnettir. Hacer-ül esved taşından başlanarak, saat yönünün tersi istikametinde, kabe’nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tura ise şavt denir. Tavaf umrenin şartları arasındadır. Hac esnasında, aynı anda milyonlarca Müslüman bir araya gelerek tavaf yaparlar.

Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide mescid-i haram denilmektedir.

Kâbe’nin yüksekliği:13 metre.

Kuzeydoğu duvarı:12.63 metre.

Kuzeybatı duvarı:11.03 metre.

Güneydoğu duvarı:11.22 metre

Güneybatı duvarı:13.10 metre.

Kâbe’nin alanı ise;145 metre kare’lik bir alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında kullanılan taşlar Mekke tepelerinde ki granit taşlarındandır.

Hacer-ül esved: Doğu köşesinde bulunur. Siyah parlak bir taştır. Görünen kısmı16.5×20 cm.dir. kabe’de çıkan bir yangında 15 parçaya ayrılmış, bunun üzerine taşın parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır.

Kâbe kapısı: Kabe’nin doğu duvarında yerden 2.13 metre yüksekliktedir.

Altınoluk veya mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunur. Altından yapılmıştır.

Şadervan: Kâbe duvarlarının diplerini sel ve yağmur sularından korumak amacıyla yapılmış, mermer korumadır.

Hicr: Kâbe’nin batı duvarı üzerinde bulunur.90 cm yükseklik ve 1,5 metre enindedir. Beyaz mermerden yapılmış, yarım daire şeklinde alçak duvarla sınırlanmış bir bölgedir.

Multezem: Kâbe’nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile hacer-ül esved arasında ki duvar kısmı.

Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşa edilmekte iken İbrahim’in ayak izi bıraktığı bir mevkidir.

Hacer-ül esved veya şarki köşe: Doğu köşesi.

Yemani veya ruknülyemani köşe: Güney köşesi.

Şami köşe: Batı köşesi.

Iraki köşe: Kuzey köşesi.

Kâbe örtüsü veya kısve: Kâbe’nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerine kelime-i şehadet işlenmiş olan bu örtü, her sene hac mevsiminde yenilenir.

Cebrail makamı: Kâbe’nin doğu duvarı önünde ıraki köşesinin yanında bulunan mevkidir.

Kabe’nin Dış Ölçüleri

Kâbe: Mekke’de bulunan küp şeklinde bir ibadethanedir. İslam dininin ilk ve en kutsal mekânı olarak kabul edilir. Bu yapının etrafını çevreleyen kısım’a mescid-i haram denilir. Kur’an da Kâbe’nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından inşa edilmiş olduğu belirtilir.

Dünyanın her bölgesindeki Müslümanlar, nerede olursa olsunlar namazlarını Kâbe’ye dönerek kılarlar. Kâbe’nin olduğu yöne ise kıble denilir.

İslam’ın beş temel şartlarından biri olan hac esnasında Kâbe, farz olan ziyaret tavafı ve vacip olan veda tavafı ile en azından yılda iki defa ziyaret edilir. Bunların dışında da sünnet olan tavaflar yapılır. Tavaf, hacer-ül esved köşesinden başlayarak saat yönünün tersi bir yönde Kâbe’nin etrafında tam yedi defa yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tura ise bir şavt denir. Tavaf, umrenin şartları arasındadır. Hac esnasında en azından beş milyondan fazla hacı toplanarak, aynı anda tavaf yaparlar.

Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide mescid-i haram denilmektedir. Kâbe’nin geniş duvarı yaklaşık bir küp şeklindedir.

Kâbe’nin kuzeydoğu duvarı 12.63m.kuzeybatı duvarı 11.03 m. güneybatı duvarı 13.10 m. Güneydoğu duvarı 11.22 m. ve yüksekliği 13 metredir.

145 metre karelik bir alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında Mekke tepelerinde ki granit taşları kullanılmıştır.

KÂBE’NİN BÖLÜMLERİ

Hacer-ül esved: Kâbe’nin doğu köşesinde hacer-ül esved taşı vardır. Görünen kısmı yaklaşık 16.5×20 cm.dir. Kara parlak bir taştır.

Kâbe kapısı: Kâbe’nin doğu duvarında zeminden 2.13 metre yükseklikte bulunmaktadır.

Altınoluk veya mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış oluk.

Şadervan: Kâbe’nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacı ile yapılmış mermer koruma.

Hicr: Kâbe’nin batı duvarının önünde bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m. eninde beyaz mermerden yapılmış İsmail duvarı ya da hatim adı verilen alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.

Multezem: Kâbe’nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile hacer-ül esved arasındaki duvar kısmı. Bazı hadislerde multezemin duaların kabul edildiği, mübarek bir yer olduğu belirtilir.

Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşa esnasında İbrahim’in ayak izini bıraktığı bir mevki.

Hacer-ül esved veya şarki köşe: Doğu köşesi.

Yemani: Güney köşesi.

Şami köşe: Batı köşesi.

Iraki köşe: Kuzey köşesi.

Kâbe örtüsü veya kisve: Kabe’nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü.

Cebrail makamı: Kâbe’nin doğu duvarının önünde, kapının bulunmadığı ıraki köşesinin hemen yanında bulunan mevki.

Kabe Safa Merve

Safa: Mekke’nin doğusundaki Ebu Kubeys dağının eteğinde mescid-i haramın kuzeydoğusunda, merveden biraz daha yüksek ve Kâbe’ye daha yakın bir tepedir.

Merve: Mekke’nin batısındaki kuaykıan dağının eteğinde, harem-i şerif’in kuzeybatısında ve (Kâbe’nin rüknü ırak)köşesinin karşısında yer alır.

Her iki tepe arasında ki uzaklık yaklaşık 400 metredir. Safa ile Merve arasındaki vadi zamanla doldurulup yükseltilerek tesviye edilmiş, zemini yürüyüş için uygun hale getirilerek, tepelere çıkmayı kolaylaştıran merdivenler yapılmış ve hac mevsimlerinde geceleri aydınlatılmıştır. İki tepe arasında ki sa’y yapılan alanın üstü 1922’de kapatılarak hac ve umre yapanlar kısmen güneşten ve tozdan korunmuşlardır.1955-1976 yılları arasında ki genişletme de burası mescid-i harama katılmış ve sa’y yolu iki katlı olarak tasarlanmıştır.

Kuran-ı Kerim’de Safa ve Merve’nin Allah’ın sembollerinden olduğu belirtilmekte, iki tepe arasında sa’y etmenin hac ve umre ibadetinin parçası olduğu vurgulanmaktadır.(El- bakara,2-158) Hz.ibrahim oğlu İsmail ile Kâbe’nin yapımını tamamladıktan sonra hacla ilgili menasikisinin tamamını uygulamalı olarak onlara öğreten Cebrail, Safa ve Merve tepeleri arasında sa’y yapmalarını da gösterdi. Hz.Hacer’in oğlu İsmail’e su bulmak için iki tepe arasında telaşla koşturmasının, tabi tutulduğu bu şiddetli imtihanı Allah’a olan güveni ve inancı sayesinde, sıkıntılara göğüs germesine bir ödül olarak başarmasının anısını canlandıran bu uygulama, Mekke’de putperestlik inancının yaygınlaşmasıyla terk edilmiş, İslam’ın gelmesiyle hac ve umrenin bir parçası olarak yeniden başlatılmıştır.

Tavafı yapan kimse, Makam-ı İbrahim’de iki rekât kılar. Hacer-ül Evsed’i istilam ettikten sonra, safa kapısından Safa tepesine çıkar. Beytulah’ı görecek kadar yukarı çıkar. Safa tepesinden başlar ve yedinci şavtın sonunda Merve tepesinde bitirir. Sa’yın dört gidiş ve üç dönüş olması lazımdır. Bu sa’yı tamamlamayanın sa’yı sahih olmaz. Yedi şavt tamamlanıncaya kadar kesintisiz olması lazımdır. sa’y yapan kişinin temiz olması, tekbir, tehlil, salâvat getirmesi dilediği şeyler için dua etmesi ve iki tepe üzerinde de sa’y’a yönelmesi sa’y’ın sünnetidir.

Resulullah’ın(s.a.v)sa’yı şöyle rivayet edilmektedir: Resulullah tavafı bitirip, makam-ı İbrahim’de iki rekât namaz kıldı. Sonra hacer-ül evsedi istilam etti. Safa kapısından safa tepesine çıktı, tepeye yaklaşınca “Şüphesiz ki safa ile Merve Allah’ın şeairindendir” ayetini okudu ve sa’ya safa tepesinden başladı. Kâbe’yi görene kadar safa tepesinin üzerine çıktı. Sonra tekbir ve tehlil getirerek hamd etti ve peşinden:”Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk onundur. Her şey ona aittir o, diriltir ve öldürür. O,her şeye gücü yetendir. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve ortağı yoktur. O,vadini yerine getirdi, kuluna zafer verdi. Yalnız başına düşman hiziplerini yenilgiye uğrattı.”dedi ve dua etti. Sonra inerek Merve’ye doğru yürüdü ve yedinci şavtın sonunda, Merve’de tamamladı.(İbn mace)

Kabeyi Tavaf Nasıl Yapılır?

Tavaf: Hacer-ül esved köşesinden veya hizasından başlayıp, Kâbe’nin etrafında yedi defa dönmek demektir. Her bir dönüşe şavt denir. Yedi şavt bir tavaf olur.

Önce farz, vacip veya nafile tavaflardan hangisi yapılacaksa ona niyet edilir. Her tavafın yapılışı aynıdır. Sadece farkları farz, vacip yâ da sünnet oluşlarındadır. Bu bakımdan yapılmak istenen tavafın ismi belirtilir.

Tavafa niyet ettikte sonra, doğruca hacer-ül esved’in bulunduğu yere gidilir. eğer ki yaklaşmak mümkün ise yaklaşılır, eller hacer-ül esved üzerine konulur ve öpülür. Öpmek mümkün değilse yalnız el sürülür. Bu da mümkün değilse, hacer-ül esved taşına karşı durulur. Ellerin içi taşa doğru gelecek şekilde kaldırılır ve tekbir, tahmid ve salâvat getirilir.

Daha sonra el içleri öpülüp, yüzlere sürülür. Bu fiile istilam denir. Sevap olarak, istilam ile hacer-ül evsedi öpmek arasında bir fark yoktur.

İstilamda şu dua okunur:

“Bismillahi vallahü ekber,allahümme imanen bike ve tasdiken bi-kitabike ve vefaen bi-ahdike ve’t-tibaan li-sünneti nebiyyike sallallahü aleyhi ve sellem.”

“Allah’ın adıyla… Allah en büyüktür. Allah’ım! Sana iman ederek kitabını tasdik ederek,  ahdine vefa ve peygamberinin sünnetine uyarak…)”

Bundan sonra hacer-ül esved sol tarafa alınarak dönmeye başlanır. Hacer-ül esved den başlayıp tekrar hacer-ül esvede gelinen her dönüşe şavt denir. Bir tavaf yedi şavttan ibarettir.

Tavafın ilk üç şavtında erkekler sağ omuzlarını açarlar ve silkeler gibi çalımlı bir şekilde yürürler. Omuz açmaya ıztıba, çalımlı yürümeye de remel denir. Sonraki şavtlarda remel ve ıztıba yapılmaz.

Tavaf, hatimin dışından yapılmaktadır. kabe’nin kapısı ve köşelerinin her birinde dualar okunur. kabe’nin dört köşesi vardır. Bunlara rükün denir. hacer-ül esvede her uğrama da öpülür, yâ da el sürülür. El sürmekte mümkün değilse, el kaldırıp tekbir tahmid ve salavat getirilir. Sonra tavafa devam edilir. Kabe etrafında yedi kere döndükten sonra, hacer-ül esved istilam edilerek tavaf tamamlamış olur.

Tavaf tamamlandıktan sonra, makam-ı İbrahim’e gidilir. Makam-ı İbrahim’de yer bulunursa orada, yoksa mescid-i haramın uygun bir yerinde iki rekât tavaf namazı kılınır. Bu namaz vaciptir. Namazın, birinci rekâtında Fatiha suresi ile kafirün suresi, ikinci rekâtta ise Fatiha suresi ile ihlâs sureleri okunur. Bu namaz kerahet vakitleri dışında kılınır.

Tavaf namazı kılındıktan sonra, Kâbe-i muazzama’ya dönerek ayakta bir vaziyette, ihlâs, samimi duygularla dua edilir. Zemzem kuyusuna gidilerek zemzem suyu içilir.

Kabeyi Tavaf Ederken Okunan Lebbeyk

Hac veya umre amelini işlemek için, niyet eden her mümin, mikad yerlerinde, ya da onlardan önce ihrama girip, iki rekât namaz kıldıktan sonra niyet eder ve bu cümleleri yüksek sesle söyleyerek telbiye getirir.

Bu telbiye’yi huzurlu bir şekilde zikir vakarıyla okumalıdır. İhramda olduğu zaman, telbiye getirirken sesini yükseltmek sünnettir. İhramda değilken, sessiz okunması sünnettir. Kadınlar ise sessizce okurlar. Sessiz okumaları sünnettir. Yabancı erkeklerin yanında yüksek sesle okumaları mekruhtur.

Telbiye den sonra peygamber efendimize(sallallahu aleyhi ve sellem) salatu selam getirmelidir. Kişilerin sakinlikten hareket etme durumuna geçmeleri, yüksek yerlere çıkarken, yokuş aşağı inerken, arkadaşlarıyla buluştuğu anda, gece ve gündüz karşılanırken, üç kere telbiye getirmesi müekked sünnet olur. Telbiyeden sonra istenilen dua okunabilir.

İslamiyet öncesi cahiliye devirlerinde de hac ve umre yapılırdı. Hac ve umreye niyet edip gelirler ve Mekke’de telbiye getirirlerdi. Müşrikler Allaha inanıyor ama şirk karıştırıyor, Allah’ı inkâr etmiyor ama Allah’a olan inançlarında sapıklıklar vardı.

“Onların çoğu Allaha iman etmezler de ancak şirk katıp dururlar.”ayet-i kerimesi müşriklerin bu şirke bulaşmış inancını beyan eder.

Müşrikler: ”Lebbeyk allahumme lebbeyk” buyur! Allah’ım buyur, emrine amadeyim dedikten sonra, Allah’a ortak olarak ilan ettikleri sahte ilahlarını da anarlardı. Bunu da iyi niyet ile yaptıklarını söylerlerdi. Biz bunları bizi Allaha daha fazla yakınlaştırsın diye yapıyoruz derlerdi. Müşriklerin telbiyelerinde, iman ile küfür, tevhid ile şirk karışık bir durumdaydı.

Bu ibadet şekli, Allahın kabul buyurduğu bir durum değildir. İslam nuru her yeri aydınlatınca bu cahiliye, karanlığa gömülmüştür.

Enes  (r.a)’ dan. resulullah (s.a.v) telbiye olarak şöyle derdi:

Lebbeyk  allahumme lebbeyk!

Lebbeyk la şerike leke lebbeyk!

İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. La şerike lek.

Buyur Allah’ım buyur!

Buyur, senin asla ortağın yoktur, buyur.

Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet de senindir, bütün mülk de sana aittir.

Senin asla ortağın yoktur.

Emret ya rabbi, buyur ya rabbi… Sen çağırdın, bizde geliyoruz ya rabbi….Davetine sözümüz ve özümüzle geliyoruz. Buyur Allah’ım, ey ortak ve benzeri olmayan rabbimiz. Hamd senin, minnet senin,mülk senin.sen teksin,eşin ve benzerin yoktur. Hiç bir şey sana emsal olamaz ya rabbi.

LEBBEYK ALLAHUMME LEBBEYK! LEBBEYKE LA ŞERİKE LEKE LEBBEYK!

İNNE’L-HAMDE VE’N-Nİ’METE LEKE VE’L-MÜLK LA ŞERİKE LEK

Kabeyi Tavaf Ederken Okunan Dualar

Hacı adayları tavafa başlarken, Hacer-i Evsed’i soluna alır. Kâbe’ye yönelir ve niyet ederler şu duayı okurlar:

“Bismillahi vallahu ekber. Allahumme iymanen bike ve tasdiykan bikitabike ve itbaen bisünneti nebiyyike sallallahu aleyhi ve sellem.”

“Allahın adıyla ve Allah en büyüktür. Allahım! Sana iman ettim, kitabını tasdik ettim ahdine uydum ve resulün (s.a.v)’ in sünnetine tabi oldum.”

Hacer-i Esved istilam edilir. Eğer fırsat olursa yaklaşılır öpülür, fırsat bulunmazsa sağ el ile dokunmaya çalışılır, dokunma imkânı da bulamazsa, Hacer-i Evsed’in karşısında durarak eli ile bir kere istilam eder,”bismillahi vallahu ekber” der. Ve tavafa başlar.

Tavaf yedi şavttan ibarettir. İlk üç şavtta remel yapılır. Şavtların hepsinde ızdıba yapılır.

Remel: Adımları kısaltmak, omuzları silkmek, çalımlı bir şekilde yürümektir.

Izdıba: Omuza alınan örtüyü sağ koltuk altından geçirip, sol omuz üzerine atmak.

Yapılan bütün tavafların arkasından sa’y yapılır. Kâbe’nin kapısında şu dua okunur:

“Allahümme inne’l-beyte beyteke ve’l-harama haram eke ve’l-emne emnek ve haza makama’l-aiz bike.”

“Allah’ım! Sana ibadet için yönelinen şu Kâbe senin beytindir. Saygı gösterilmesini buyurduğun bu kutsal belde haremindir. Buradaki emniyet güven senin sağladığın emniyettir. Burası cehennem azabından sana sığınanların makamıdır.”

Rüknü ıraki’de şu dua okunur:

“Allahumme inni euzu bike mine’l-şekki ve’ş- şirki ve’ş-şikaki ve’nnifaki vesui’l-ahlaki ve süi’l-manzari fi’l mali ve’l-ehli ve’l-veledi.”

“Allah’ım! Senin varlığın hususunda şüpheye düşmekten, sana ortak koşmaktan, ayrılıktan, ikiyüzlülükten, kötü ahlaktan, fena bir görünüşe düşmekten sana sığınırım. Malıma aileme ve çocuklarıma kötü bir dönüşle dönmekten sana sığınırım.”

Rüknü şami ile rüknü yemani arasında şu dua okunur:

“Allahumme ic’alhu haccen mebrüra ve sa’yen meşkura ve amelen makbüla ve ticaraten len tebur ya aziz ya gafur.”

“Allah’ım! Haccımı makbul haclardan, senin yolundaki gayretlerimi şükre değer gayretlerden, günahlarımı affedilmiş günahlardan, işlerimi kabul gören iyi işlerden eyle. Sen büyüksün, mağfiret sahibisin.

Rüknü yemani ile hacer-i esved arasında şu dua okunur:

“Rabbena Atina fi’d-dünya haseneten ve fi’l ahirati hasane ve gına azabe’n-nar.”

“Ey rabbimiz! Bize dünyada iyilik, ahiret’te de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.”

Tavaf esnasında, dünya ve ahret hayrı için bildiğimiz duaları sık sık okumalıyız. Tavaf bittikten sonra Hacer-i Esvedi selamlarız. Ve Makam-ı İbrahim’de iki rekât namaz kılarız.

Kabe’nin Kaç Kapısı Var?

İbrahim Aleyhisselam, Kâbe’yi inşa ettiğinde yerle aynı seviye de tek bir kapısı vardı. Kureyş, Kâbe’yi yeniden inşa ederken, Ebu Hüzeyfe b. el muğire’nin teklifi ile kapı yerden yüksek bir seviye de yapılmıştır.

Abdullah b. zübeyr in inşasında, Kâbe’de kapı yeniden yer seviyesinde tutulmuş ve buna ilave olarak, Kâbe’nin batı tarafında rükn-i şami ile rükn-i yemani arasında bir başka kapı daha yapılmıştır. Haccac döneminde kapı tekrar kureyş’in inşa ettiği şekilde yerine konulmuş ve batı tarafındaki kapı iptal edilmiştir.

Şu anda hizmet veren mevcut olan kapı ise saf altından yapılmış olup, kral halid b. Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. Kâbe’nin de içerisinde yer aldığı mescid-i haramı çevreleyen duvarlarda 19 tane kapı bulunmaktadır.

Mescid-i haramın kapıları:

A-Doğu Kapıları:

1- Bab-üs Selam: Babü beni şeybe adı da denir. Hac için Mekke-i Mükerreme’ye giden halifeler ve bilhassa Mekke-i mükerreme şerifleri, mescid-i harama bu kapıdan girerler.

2-Bab-ün nebi: Bu kapıya babün nisa veya bab-ül cenaiz adı da verilir. Peygamber efendimiz(s.a.v) h-Hazreti Hatice’nin evine devamlı olarak bu kapıdan gittikleri için, bab-ün nebi adı verilmiştir.

3-Bab-ül Abbas: Peygamber efendimizin amcası h-Hazreti Abbas’ın evinin karşısında olduğu için bu isim verilmiştir.

4-Babü Ali: bu kapı babü beni Haşim diye de söylenir.

B-Güney Kapıları:

1-Babü Bazen: Cahiliye döneminde babü beni aiz diye de söylenirdi.

2-Babü Bağle: Bu kapıya asr-ı saadette babü beni süfyan bin el-esed denilirdi.

3-Bab-üs Safa: Safa tepesi tarafında ki kapıdır.

4-Babü Ceyyad: Bu kapının adı babü beni mahzum olarak da bilinir.

5-Babü Mücahid: Bu kapıya Babür rahme adı da verilir.

6-Babü Medrese-i Şerif-i Aclan: Babü beni temim veya bab-ül alakayn olarak bilinir.

7-Babü ümmü hani: Bab-ül uruc,babü ceyyad-ı kebir,babü ebi cehl gibi isimlerle de bilinir.peygamber efendimizin amcasının kızı ümmü maninin evi tarafındadır.

C-Batı Kapıları:

1-Babü Harüra: Hacıların tavafa veda’ı ifa ettikten sonra bu kapıdan çıkmaları sebebiyle, daha sonra ki devirlerde bab-ül veda diye meşhur olmuştur.

2-Babü İbrahim: Bu kapı bab-ül hayatın diye de bilinir.

3-Bab-ül Ümer: Bu kapıya bab-ül umre denilmektedir.

D-Kuzey Kapıları:

1-Bab-üs Sidde: İslamiyet’in ilk yıllarında, babü emir bin as veya bab-ül atik diye bilinirdi.

2-Bab-ül Icle: Bu kapı abdül basit medresesi bitişiğindedir.

3-Bab-ül Kutbi: Bab-üz ziyade-i nedve’nin batı tarafındadır.

4-Bab-Üz Ziyade-i Nedve: İlk yıllarda babü dar-i beni şeybe bin Osman adıyla bilinirdi.

5- Bab-üd Deribe: Bab-üs selamın yakınında ve Süleymaniye medresesi bitişiğindedir.

Kabenin Kapılarının İsimleri

İbrahim Aleyhisselam’ın inşa ettiği Kâbe’de, yerle aynı seviyede tek bir kapı vardı.Kureyş, Kâbe’yi yeniden inşa ederken, Ebu Huzeyfe b. el muğire’nin teklifi ile yerden yüksek bir seviye de yapılmıştır.

Abdullah b. Zübeyr’in inşasında Kabe’de kapı yeniden yer seviyesinde tutulmuş ve buna ilave olarak Kabe’nin batı tarafında rükn-i şami ile rükn-i yemani arasında bir başka kapı daha yapılmıştır. Haccac döneminde kapı tekrar Kureyş’in inşa ettiği şekilde yerine konulmuş ve batı tarafında ki kapı iptal edilmiştir. Şu andaki mevcut kapı ise, saf altından yapılmış olup, kral halid b. Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır.

Kabeninde içerisinde yer aldığı mescid-i haramı çevreleyen duvarlarda 19 tane kapı, 92 tane kubbe ve 7 tane minare bulunmaktadır.

MESCİDİ-İ HARAM’IN KAPILARI

A-Doğu kapıları:

1-Bab-üs selam: Babü beni şeybe adı da verilir. Hac için Mekke-i mekerremeye giden halifeler ve bilhassa Mekke-i mükerreme şerifleri,mescid-i harama bu kapıdan girerler.

2- Bab-ün nebi: Bu kapıya babün nisa veya bab-ül cenaiz adı da verilir. Peygamber efendimiz (s.a.v) Hazreti Hatice’nin evine devamlı bu kapıdan gittikleri için bab-ün nebi adı verilmiştir.

3-Bab-ül Abbas: Peygamber efendimizin amcası Hazreti Abbas’ın evinin karşısında olduğu için bu isim verilmiştir.

4-Babü âli: Bu kapı babü beni Haşim diye de söylenir.

B-Güney kapıları:

1-Babü bazen: Cahiliye döneminde babü beni aiz diye de söylenirdi.

2-Babü bağle: Bu kapıya asr-ı saadette babü beni süfyan bin el-esed denirdi.

3-Bab-üs safa: Safa tarafında ki kapıdır.

4-Babü ceyyad: Bu kapının adı babü beni mahzum olarak da bilinir.

5-Babü mücahid: bu kapıya Babür rahme adı da verilir.

6-Babü medrese-i şerif-i aclan: Babü beni temim veya bab-ül-alakayn olarak bilinir.

7-Babü ümmü hani:Bab-ül uruc,babü ceyyad-ı kebir,babü ebi cehl gibi isimlerle de bilinir. Peygamber efendimizin amcasının kızı ümmü mani’nin evi tarafındadır.

C-Batı kapıları:

1-Babü harüra: Hacıların tavaf’ı veda’yı ifa ettikten sonra bu kapıdan çıkmaları sebebiyle, daha sonraki devirlerde bab-ül veda diye meşhur olmuştur.

2-Babü İbrahim: Bu kapı, bab-ül hayatın diye de bilinir.

3-Bab-ül ümer: Bu kapıya bab-ül umre denilmektedir.

D-Kuzey kapıları:

1-Bab-üs-sidde: İslamiyet’in ilk yıllarında, babü emir bin as, veya bab-ül-atik diye bilinirdi

2-Bab-ül ıcle: Bu kapı abdül basit medresesi bitişiğindedir.

3-Bab-ül kutbi: Bab-üz ziyade-i nedve’nin batı tarafındadır.

4-Bab-üz ziyade-i nedve: İlk yıllarda babü dar-i beni şeybe bin Osman adıyla bilinirdi.

5-Bab-üd deribe: Bab-üs selamın yakınında ve Süleymaniye medresesinin bitişiğindedir.